26 Kasım 2019 Salı

HAZRET-İ MÛSÂ ALEYHİSSELÂM



قَالَ اللهُ تَعَالَى: قَالَ مُوسَى لِقَوْمِهِ اسْتَعِينُوا بِاللهِ وَاصْبِرُوا اِنَّ الْاَرْضَ لِلّٰهِ يُورِثُهَا مَنْ يَشَۤاءُ مِنْ عِبَادِهِ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ. (سورة الاعراف، ١۲۸ )
الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا )  :    "  موصى ( فرعون يك نيتنى إشتب تلاشه دوشن ) قومنه ده دكى : الله تعالى دان ياردم طلب أديك و ( اونلريك أزالرينه ) صبر أدينز . محقق آرض آلله يك در . اونه قوللارندان ديله ديكنى وارث قلار . ( خيرلى ) عاقبت متقى لرندر   . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): Mûsâ (Firavun’un niyetini işitip telaşa düşen) kavmine dedi ki: Allâhü Teâlâ’dan yardım talep edin ve (onların ezâlarına) sabrediniz. Muhakkak arz Allâh’ındır. Ona kullarından dilediğini vâris kılar. (Hayırlı) âkıbet müttakîlerindir. 
(Âraf Sûresi, âyet 128)
Hicrî:   25   Rebiulevvel   1441  Fazilet Takvimi 

HAZRET-İ MÛSÂ ALEYHİSSELÂM

 
Hz. Mûsâ (a.s.), Mısır’da doğmuştur, İsrâiloğullarından İmran’ın oğludur. İsrâiloğulları, on iki kabîle idi. Bu on iki kabîle Mısır’ın eski ahalisi olan Kıptîler tarafından köle ve hizmetçi olarak çalıştırılıyor ve türlü işkencelere maruz kalıyorlardı. Köle oldukları için Mısır’dan çıkmalarına da izin verilmiyordu.
Bir gün Mısır kâhinlerinden biri; “İsrâiloğullarından gelecek bir çocuk Mısır devletinin batmasına sebep olacak” diye Firavun’a (Mısır hükümdarına) haber vermiş, Firavun da Benî İsrâîl’in yeni doğan çocuklarını öldürmeye başlamıştı. İşte bu sırada Hz. Mûsâ doğdu. Vâlidesi onu bir sandık içine koyarak Nil Nehri’ne bıraktı. Bu sandığı Firavun’un zevcesi Âsiye buldu, içinden güzel ve bir nur hâlinde çıkan masum çocuğu pek sevip kendisine evlat edindi. Hz. Mûsâ’nın vâlidesi de bir yolunu bularak kendisini yavrusuna sütanne tâyin ettirdi. Böylece Hz. Mûsâ, kendi düşmanının sarayında büyüdü.
Hz. Mûsâ, Şuayb Aleyhisselâm’ın kızı Safura ile evlendi. Tur Dağı’nda Allâhü Teâlâ’nın tecellîsine mazhar oldu, kendisine peygamberlik verildi. Büyük kardeşi Hârun Aleyhisselâm ile beraber Firavun’u dîne dâvet ile emrolundular. Hz. Mûsâ’nın eli ay gibi parlar, elindeki asâ da dilediği vakit büyük bir ejderhâ kesilirdi. Firavun, bu mûcizeleri sihir sandı, sihirbazları topladı. Sihirbazlar Hz. Mûsâ’nın asâ mûcizesini görünce bunun bir sihir olmadığını derhal anladılar ve hepsi de îmân ettiler. Firavun ise îmân etmedi.
Nihayet Mûsâ (a.s.) bir gece İsrâiloğullarını alıp Mısır’dan çıktı. Süveyş denizi bir mucize olarak yarıldı ve on iki yola ayrıldı. İsrâiloğullarının on iki kabîlesi bu yollardan karşı yakaya geçtiler. Bunları takip eden Firavun ile ordusu ise suların tekrar kapanması üzerine boğulup gittiler. Yalnız Firavun’un cesedi suların çarpmasıyla sahile atılmış idi.
Mûsâ Aleyhisselâm, İsrâiloğulları ile beraber Tih Sahrası’na gelmişti. Onları burada bırakan Hz. Mûsâ, Tûr Dağı’na gitti. Orada kırk gün kadar Hak Teâlâ’ya ibâdette, münâcâtta bulundu. Allâhü Teâlâ ile kelam (konuşma) şerefine nâil oldu, bu sebeple kendisine Kelîmullah denir. Hz. Mûsâ’ya Tevrat kitabı verildi. Mûsâ (a.s.), Ken’an hududuna yakın bir mahalde yüz yirmi yaşında vefat etmiştir.
Hicrî:   25   Rebiulevvel   1441  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder