قَالَ
اللهُ تَعَالَى: وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلَى حُبِّهِ مِسْكِينًا وَيَتِيمًا
وَأَسِيرًا (سورة انسان ، ۸)
الله
تعالى شويله بيوردى ( مئآلاً :
"... و اونلر ( إحتياجلرينه راغمن )
مسكينه ، يتيمه و أسيره سوه سوه يمك يديريرلر ."
: Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu: “Ve onlar (ihtiyaçlarına rağmen) miskine, yetime ve esire seve seve yemek yedirirler.”
(İnsan Sûresi, âyet 8)
Hicrî: 07 Cemaziyelevvel 1439 Fazilet
Takvimi
EHL-İ BEYT’İN CÖMERTLİĞİ
Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) torunları Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin (radıyallâhü anhümâ) hastalanmışlardı. Fahr-i Âlem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Hazretleri, Sahâbe-i Kirâm ile onları ziyâret ettiler.
Hazret-i Ali ve Hazret-i Fâtıma’ya hitâben: “Bu ciğerparelerinize bir nezir eyleyin” buyurdular. Onlar da Fıdda adlı cariyeleri ile birlikte: “Hak Sübhânehu ve Teâlâ Hazretleri bu ikisine sıhhat verirse üçer gün oruç bize nezrolsun” dediler.
O iki cennet reyhanları şifâ bulduğunda, yiyecek bir şeyleri olmadığından, Hazret-i Ali (kerramallâhü vecheh) varıp bir Yahûdî’den üç ölçek arpa borç aldı ve üçü de nezr orucuna niyet ettiler.
Hazret-i Fâtıma bu üç ölçek arpanın bir ölçeğini öğütüp, bundan beş çörek yapıp pişirdi. İftar zamanı geldiğinde her birinin önüne birer çörek koydu. İftar etmeyi bekliyorlardı ki, bir miskîn gelip: “Ey Resûlullâh’ın ehl-i beyti! Ben hiç malı olmayan bir Müslümanım. Bana yiyecek verin ki Allâhü Teâlâ da sizi cennet nîmetleriyle doyursun.” dedi.
Bunun üzerine, ellerindeki çörekleri ona sadaka edip kendileri su ile iftar ettiler. Ertesi gün yine oruç tuttular. Hazret-i Fâtıma (radıyallâhü anhâ) bir ölçek arpa daha öğütüp yine beş çörek pişirdi. İftar vaktinde önlerine alıp iftar etmek istediklerinde bir yetîm gelip yiyecek istedi. Beşi de o yetimi sevindirip çörekleri ona vererek kendileri su ile iftar edip uyudular. Ertesi günü yine oruç tuttular. Ve o bir ölçek arpayı da beş çörek edip yine önlerine koydular. İftar edecekleri vakit bir esîr gelip, üç gündür açım; beni bağlayıp yiyecek vermediler. Allah için bana merhamet edin, dediğinde beşi de çörekleri ona verip yine su ile iftar ettiler.
Bunun üzerine Hazret-i Cebrâil Aleyhisselâm gelip:
“Yâ Muhammed! Hak Sübhânehû ve Teâlâ Hazretleri mübârek etsin. Ehl-i Beyt’in hakkında âyet-i kerîme gönderdi” diyerek “Ve onlar (ihtiyaçlarına rağmen) miskîne, yetîme, esîre seve seve yemek yedirirler” meâlindeki İnsan Sûresi’nin 8. âyet-i kerîmesini okudu.
Hazret-i Ali ve Hazret-i Fâtıma’ya hitâben: “Bu ciğerparelerinize bir nezir eyleyin” buyurdular. Onlar da Fıdda adlı cariyeleri ile birlikte: “Hak Sübhânehu ve Teâlâ Hazretleri bu ikisine sıhhat verirse üçer gün oruç bize nezrolsun” dediler.
O iki cennet reyhanları şifâ bulduğunda, yiyecek bir şeyleri olmadığından, Hazret-i Ali (kerramallâhü vecheh) varıp bir Yahûdî’den üç ölçek arpa borç aldı ve üçü de nezr orucuna niyet ettiler.
Hazret-i Fâtıma bu üç ölçek arpanın bir ölçeğini öğütüp, bundan beş çörek yapıp pişirdi. İftar zamanı geldiğinde her birinin önüne birer çörek koydu. İftar etmeyi bekliyorlardı ki, bir miskîn gelip: “Ey Resûlullâh’ın ehl-i beyti! Ben hiç malı olmayan bir Müslümanım. Bana yiyecek verin ki Allâhü Teâlâ da sizi cennet nîmetleriyle doyursun.” dedi.
Bunun üzerine, ellerindeki çörekleri ona sadaka edip kendileri su ile iftar ettiler. Ertesi gün yine oruç tuttular. Hazret-i Fâtıma (radıyallâhü anhâ) bir ölçek arpa daha öğütüp yine beş çörek pişirdi. İftar vaktinde önlerine alıp iftar etmek istediklerinde bir yetîm gelip yiyecek istedi. Beşi de o yetimi sevindirip çörekleri ona vererek kendileri su ile iftar edip uyudular. Ertesi günü yine oruç tuttular. Ve o bir ölçek arpayı da beş çörek edip yine önlerine koydular. İftar edecekleri vakit bir esîr gelip, üç gündür açım; beni bağlayıp yiyecek vermediler. Allah için bana merhamet edin, dediğinde beşi de çörekleri ona verip yine su ile iftar ettiler.
Bunun üzerine Hazret-i Cebrâil Aleyhisselâm gelip:
“Yâ Muhammed! Hak Sübhânehû ve Teâlâ Hazretleri mübârek etsin. Ehl-i Beyt’in hakkında âyet-i kerîme gönderdi” diyerek “Ve onlar (ihtiyaçlarına rağmen) miskîne, yetîme, esîre seve seve yemek yedirirler” meâlindeki İnsan Sûresi’nin 8. âyet-i kerîmesini okudu.
(M. Çehar-ı Yâr-i Güzîn; Tefsîr-i Beyzâvî)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder