قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: صَوْتُ الدِّيكِ صَلَاتُهُ ،
وَضَرْبُهُ بِجَنَاحَيْهِ سُجُودُهُ وَرُكُوعُهُ. (الدر المنثور)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ."
حوروزون اؤتمسى نامازى ، قاناتلرينى
جربماسى ده سجده و ركوعى ( كبى در ) ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Horozun ötmesi namazı, kanatlarını çırpması da secde ve rükû’u (gibi)dir.”
(Suyûtî, ed-Dürru’l-Mensûr)
Hicrî: 08 Cemaziyelevvel 1439 Fazilet
Takvimi
HER ŞEY ALLÂHÜ TEÂLÂ’YI TESBİH EDER
Her şey Allâhü Teâlâ’yı tesbih ve zikreder. İsrâ Sûresi’nin 44. âyet-i kerîmesinde -meâlen-: “Hiçbir şey yoktur ki, onu hamd ile tesbîh etmesin! Lâkin siz onların tesbîhini anlamazsınız!” buyurulmuştur. Tefsir âlimleri demişlerdir ki: “Tesbih ederler’ yani lisân-ı halleriyle Allâhü Teâlâ’yı şânına yakışmayan şeylerden tenzîh ederler, verdiği nîmetlerden dolayı Allâh’a hamd ederler. Çünkü her şey onun varlığına, mutlak kudretine ve hudutsuz hikmetine işâret eder.”
Evliyâullah demiştir ki: “Her şey fasîh; gâyet anlaşılır bir dille Allâh’ı tesbih eder ve bu zikirleri Allâmü’l-guyûb olan Allâh’ın izniyle, kalp kulakları açık olanlar işitirler.
Bir gün Hz. Ebûbekir’e (r.a.), avlanmış, kanatları tam ve sağlam bir karga getirildi. Elinde çevirdikten sonra “Avlanılan her hayvan, kesilen her ağaç (Allâh’ı) tesbihi terk ettiğinden dolayı ölür.” dedi.
Ebû Zerri’l-Gıfârî (radıyallâhü anh) anlattı: Muhakkak ben Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile birlikte oturduğumuz bir halkada şuna şâhit oldum: Resûl-i Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin elindeki çakıl taşları Allâh’ı zikretti, bu tesbihi halkada oturanların tamamı işittiler... Sonra Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) taşları Hz. Ebûbekir’e (radıyallâhü anh) verdi, onun elinde de zikretti, halkadakilerin tamamı bunu işittiler. Sonra Hz. Ömer’e (radıyallâhü anh) verdi, onun elinde de tesbîh etti, halkadakilerin tamamı tesbîhi işittiler. Sonra Hz. Osman bin Affân’a (radıyallâhü anh) verdi, onun elinde de tesbîh etti. Sonra bize verdi, hiç birimizin elinde sesi işitilmedi.
Evliyâullah demiştir ki: “Her şey fasîh; gâyet anlaşılır bir dille Allâh’ı tesbih eder ve bu zikirleri Allâmü’l-guyûb olan Allâh’ın izniyle, kalp kulakları açık olanlar işitirler.
Bir gün Hz. Ebûbekir’e (r.a.), avlanmış, kanatları tam ve sağlam bir karga getirildi. Elinde çevirdikten sonra “Avlanılan her hayvan, kesilen her ağaç (Allâh’ı) tesbihi terk ettiğinden dolayı ölür.” dedi.
Ebû Zerri’l-Gıfârî (radıyallâhü anh) anlattı: Muhakkak ben Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile birlikte oturduğumuz bir halkada şuna şâhit oldum: Resûl-i Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin elindeki çakıl taşları Allâh’ı zikretti, bu tesbihi halkada oturanların tamamı işittiler... Sonra Peygamberimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) taşları Hz. Ebûbekir’e (radıyallâhü anh) verdi, onun elinde de zikretti, halkadakilerin tamamı bunu işittiler. Sonra Hz. Ömer’e (radıyallâhü anh) verdi, onun elinde de tesbîh etti, halkadakilerin tamamı tesbîhi işittiler. Sonra Hz. Osman bin Affân’a (radıyallâhü anh) verdi, onun elinde de tesbîh etti. Sonra bize verdi, hiç birimizin elinde sesi işitilmedi.
(Taberânî, Evsat)
Peygamber Efendimizin asâsı elinde tesbih ediyordu, yanında bulunanlar buna hayret ettiler. Bunun üzerine İsrâ Sûresi’nin (meâli yukarıda geçen) âyet-i kerîmesi nâzil oldu.
Muhyiddîn İbn-i A’rabî Hazretleri demiştir ki: “Nebât (bitki) ve cemâd (cansız) denilen mahlukâtın bize göre ruhları vardır. Fakat keşif ehlinden olan evliyâdan başkasına gizlidir. Bunların tamamı keşif ehline göre konuşan varlıklardandır. Evliyâullahtan bu hususta birçok haberler gelmiştir. Biz dahi Mevlâ’yı zikreden taşlar gördük, zikirlerini kulaklarımızla işittik…”
Peygamber Efendimizin asâsı elinde tesbih ediyordu, yanında bulunanlar buna hayret ettiler. Bunun üzerine İsrâ Sûresi’nin (meâli yukarıda geçen) âyet-i kerîmesi nâzil oldu.
Muhyiddîn İbn-i A’rabî Hazretleri demiştir ki: “Nebât (bitki) ve cemâd (cansız) denilen mahlukâtın bize göre ruhları vardır. Fakat keşif ehlinden olan evliyâdan başkasına gizlidir. Bunların tamamı keşif ehline göre konuşan varlıklardandır. Evliyâullahtan bu hususta birçok haberler gelmiştir. Biz dahi Mevlâ’yı zikreden taşlar gördük, zikirlerini kulaklarımızla işittik…”
(Hulâsatü’l-Ahbâr, Aziz Mahmûd Hüdâî k.s.)
Hicrî: 08 Cemaziyelevvel 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder