قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: ذَاقَ طَعْمَ الْإِيمَانِ مَنْ
رَضِيَ بِاللهِ رَبًّا وَبِالْإِسْلَامِ دِينًا وَبِمُحَمَّدٍ رَسُولًا. (م)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ."
راب اولرق آللهى دين اولرق إسلامى و
بيغمبر اولرق محمدى قبول أديب راضى اولان إيمانيك لزتنى طاطمشدر ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Rab olarak Allâh’ı, din olarak İslâm’ı ve peygamber olarak Muhammed’i kabul edip râzı olan, îmânın lezzetini tatmıştır.”
(Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 28 Rebîulâhir 1439 Fazilet
Takvimi
DÎNİMİZ İSLÂM
Din: Akıl sâhiplerini kendi irâde ve istekleriyle dünya ve âhirette saâdet ve selâmete kavuşturan ilâhî kânundur. Allâhü Teâlâ Hazretleri, ilk insan ve ilk peygamber Âdem Aleyhisselâm’dan îtibâren insanlara peygamberleri vâsıtası ile dîni bildirmiştir. Allâhü Teâlâ dinimizi Peygamberimiz Muhammed Mustafâ (sallallâhü aleyhi ve sellem) ile tamamlamıştır. Bu dine İslâm denir. İslâm dînine inanan kimseye müslüman denir. Biz de Elhamdülillah Müslümanız.
Şerîat, din mânâsına geldiği gibi dînin, ibâdet ve muâmelelere âit hükümlerine de şerîat denir. Yâni, şerîat dindir, din de şerîattır.
Îmân: Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) Allâhü Teâlâ tarafından getirip tebliğ buyurduğu; bildirdiği şeylerin tamamını kabul ve kalb ile tasdik etmektir. Îmân, kalbin bu tasdîkinden ibârettir. Fakat kişinin, hayâtında ve ölümünde kendisine müslüman muamelesi yapılması için kelime-i şehâdeti (Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh) kalbi ile tasdik edip dili ile söylemesi şarttır.
Îmânın şartları altıdır: Bu altı şart, aşağıda Arapça aslı ve tercümesi yazılı Âmentü’de açıklanmıştır.
Âmentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusülihî ve’l-yevmi’l-âhiri ve bi’l-kaderi hayrihî ve şerrihî minellâhi teâlâ ve’l-ba’sü ba’de’l-mevti hakkun. Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh.
Mânâsı: Ben Allâhü Teâlâ’ya ve onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere; hayır ve şerrin Allâhü Teâlâ’nın bilip dilemesi ve yaratmasıyla olduğuna inandım. Öldükten sonra dirilmek de haktır. Ben şehâdet ederim ki, Allâhü Teâlâ’dan başka ilâh yoktur ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed (sallallâhü aleyhi ve sellem) onun kulu ve resûlüdür.
Îmânın bu altı şartından birini kabul etmeyen, hepsini inkâr etmiş sayılır. Meselâ, îmânın beş şartını kabul edip, âhirete inanmayan kimse mü’min olamaz.
Şerîat, din mânâsına geldiği gibi dînin, ibâdet ve muâmelelere âit hükümlerine de şerîat denir. Yâni, şerîat dindir, din de şerîattır.
Îmân: Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) Allâhü Teâlâ tarafından getirip tebliğ buyurduğu; bildirdiği şeylerin tamamını kabul ve kalb ile tasdik etmektir. Îmân, kalbin bu tasdîkinden ibârettir. Fakat kişinin, hayâtında ve ölümünde kendisine müslüman muamelesi yapılması için kelime-i şehâdeti (Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh) kalbi ile tasdik edip dili ile söylemesi şarttır.
Îmânın şartları altıdır: Bu altı şart, aşağıda Arapça aslı ve tercümesi yazılı Âmentü’de açıklanmıştır.
Âmentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rusülihî ve’l-yevmi’l-âhiri ve bi’l-kaderi hayrihî ve şerrihî minellâhi teâlâ ve’l-ba’sü ba’de’l-mevti hakkun. Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh.
Mânâsı: Ben Allâhü Teâlâ’ya ve onun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, kadere; hayır ve şerrin Allâhü Teâlâ’nın bilip dilemesi ve yaratmasıyla olduğuna inandım. Öldükten sonra dirilmek de haktır. Ben şehâdet ederim ki, Allâhü Teâlâ’dan başka ilâh yoktur ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed (sallallâhü aleyhi ve sellem) onun kulu ve resûlüdür.
Îmânın bu altı şartından birini kabul etmeyen, hepsini inkâr etmiş sayılır. Meselâ, îmânın beş şartını kabul edip, âhirete inanmayan kimse mü’min olamaz.
(Muhtasar İlmihal, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 28 Rebîulâhir 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder