29 Ocak 2018 Pazartesi

DÖRT MEZHEPTEN BİRİNE UYMALIYIZ -1



قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَمَن يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِن بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدَى وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبِيلِ الْمُؤْمِنِينَ نُوَلِّهِ مَا تَوَلَّى وَنُصْلِهِ جَهَنَّمَ وَسَاءَتْ مَصِيراً (سورة النساء,   ١١٥ )
الله تعالى شويله بيوردى  ( مئآلاً  : "... هر كيم ده كنديسينه دوغرى يول آبآجق ميدانه جقدقدان صكره بيغمبره محالفت أدر و مؤمنلريك ( إتقات  و عمل ده ، اللهه ، رسول اللهه و اؤلول أمره إطاعت ) يولندان باشقاسينه كدرسه بز اونى دوندوكى او يولده براقرز و كندسينه جهنمى بويلاترز كى او كيديله جك نه فنى بر يردر ."

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Her kim de kendisine doğru yol apaçık meydana çıktıktan sonra peygambere muhâlefet eder ve müminlerin (îtikat ve amelde, Allâh’a, Resûlullâh’a ve ülü’l-emre itâat) yolundan başkasına giderse biz onu döndüğü o yolda bırakırız ve kendisine cehennemi boylatırız ki o gidilecek ne fena bir yerdir.” 
(Nisâ sûresi, âyet 115)
Hicrî:   02 Cemaziyelevvel  1439  Fazilet Takvimi 

DÖRT MEZHEPTEN BİRİNE UYMALIYIZ -1


Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat’in amelde dört büyük (Hanefî, Malikî, Şâfiî ve Hanbelî) mezhebi, Müslümanlar hakkında bir ilâhî rahmettir. Bunlar edille-i erbaadan (Kitap, Sünnet, İcmâ ve Kıyâs-ı Fukahâ’dan) dînî hükümleri çıkarmış, Müslümanlara takip edecekleri yolu açıkça göstermişlerdir. Bu mezheplerden birine uyan bir Müslüman, Peygamberimizin (s.a.v.) yolunda bulunmuş olur.
Bu pek muhterem müçtehitlerin hepsi de dînî meselelerin esasında müttefiktirler. Aralarında bir ayrılık yoktur. Ancak ikinci derecede bulunan bir kısım meselelerde ihtilâf etmişlerdir. Fakat güzelce incelenirse görülür ki, bunların birçoğu da zâhirî bir ihtilaftan başka bir şey değildir. Çünkü bu meselelerin birçoğunda bu mübarek zâtlardan biri bir azimet ve takva yolunu, diğeri de bir ruhsat ve müsaade yolunu tercih etmiş, bu sûretle Ümmet-i Muhammed’in önünde geniş bir rahmet sahası açık bulunmuştur. İşte “Ümmetimin (müctehidlerinin dînî hükümlerde) ihtilâfı bir rahmettir” hadîs-i şerîfi ile buna işâret buyurulmuştur.
Müslümanlıkta ibâdetlere, muâmelelere ve sâireye ait çok meseleler vardır. Bunların hükümlerini, âyet-i kerîmelerden, hadîs-i şerîflerden ve ümmetin icmâından bulup meydana çıkarmak öyle her Müslüman için kolay bir şey değildir.
Bu pek büyük bir ihtisas işidir. İşte bu yüksek müçtehitler, bu vazîfeyi sırf Hak Teâlâ’nın rızâsı için yapmış, Müslümanlara lâzım olan bütün meseleleri açıkça bildirmiş, her asırda milyonlarca müslümana rehber olmuşlardır.
Artık bu muhterem zatların Müslümanlar için ne büyük hizmetlerde bulunmuş olduğuna, bunların her türlü şükrana lâyık bulunduğuna şüphe edilemez. Bu kıymetli âlimler, büyük bir metânet ve seciye ile ve pek güzel bir niyet ile içtihat sahasında çalıştıkları içindir ki, isâbet ettikleri meselelerden dolayı iki kat, isâbet edemedikleri meselelerden dolayı da bir kat sevâba nâil olmuşlardır.
Bu dört büyük müçtehide ait dört mezhepten her birinin mensupları, kendi mezheplerinin daha doğru, daha isâbetli, sünnete, maslahata daha muvâfık ve daha elverişli olduğuna inanır. Fakat bundan dolayı diğer mezheplerin kadrini azaltmak akıllarından geçmez, bu dört mezhebin dördüne de hürmet ederler. Bu hürmet, Ehl-i Sünnet’in şiârı (alâmeti)dir. 
(Ö. N. Bilmen, Büyük İslâm İlmihâli)
Hicrî:   02 Cemaziyelevvel  1439  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder