Seller Nasıl Dizginlenir ?
Yaz ve kış aylarında meydana gelen seller, evleri, iş yerlerini sular
altında bırakıyor. Büyük maddi hasar veren seller, yüzlerce kişinin
evsiz kalmasına hatta ölümlere de sebep oluyor.
Dizginlenemeyen sel, en ufak bir yanlışı bile affetmeyerek arabaları,
insanları, koskoca köprüleri hatta yolları bile önüne katıp
götürebiliyor.
Mühendislik harikası olarak nitelendirilen binaların, köprü ve
yolların selle yıkılması “Acaba yerine göre sele bir mahmuz vurulamaz
mıydı?” sorusunu akla getiriyor.
Sele vurulan set “Selyaran”
Mimar Sinan, Osmanlı Devleti’nin birçok beldesinde ustaca yaptığı
selyaranlar ile özellikle köprülerde dizginlenemeyen sel sularına adeta
set vurmuş. Mimar Sinan, suyun gücüne direnebilmek için mühendislik
bilgisini estetik anlayışı ile birleştirerek, “selyaran ve tahliye
gözlerini” tasarlanmıştır.
Tasarladığı selyaran ve tahliye gözlerinin temel amacı, suyun köprü
ayaklarına yaptığı basıncı azaltmaktı. Kapıağası Köprüsü, Alpullu’daki
Sokullu Mehmet Paşa Köprüleri gibi boyları kısa köprülerde bu sistem
uygulandı. Büyükçekmece gibi uzun köprülerde ise bu görevi sivri
kemerler üstlendi.
Büyük usta Mimar Sinan, selyaran köprüleri tasarlarken kış ve bahar
aylarındaki su taşkınlarını göz önünde bulundurmuştur. Bu problemi
çözerken her defasında yeni bir estetik ve ustalık ortaya koymuş,
taşkına yeni bir gem geliştirmiştir. Suyun debisinin en fazla olduğu
yere, köprünün orta ayağını koymuştur. Lüleburgaz’daki köprüde orta ayak
nehir yatağının tam ortasındadır. Bu ayakla önce taşkın durdurulmuş,
sonra bu ayağın içine konulan Bursa gözü ile su tahliye edilmiştir.
Yine Mimar Sinan’ın 1596 yılında yaptırdığı 124 metre uzunluğundaki
Alpullu köprüsünde ise seli dizginlemek için farklı bir teknik
kullandığı görülmektedir. Burada farklı olarak beş gözlü köprünün
arasındaki kemeri, en büyük kemer olma özelliğini taşımaktadır. Mimar
Sinan, Ergene Irmağı üzerinde inşa ettiği bu köprüde ırmağın debisi ve
suyun köprünün yapıldığı yerdeki akışına göre seli bir kez daha
şaşırtmış ve dizginleyebilmiştir.
İnsan ve Hayat Dergisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder