Antibiyotik Hasta Oldu
Sırf hastalığı size benziyor diye hiç komşunuzun ilacını kullandınız
mı? Ya da muayene olmadan arkadaşınızın reçetesindeki ilaçları aldığınız
oldu mu? Eş dosttan öğrendiğiniz bir isimle ile eczaneden rahatlıkla
ilaç alıp kullanıyor musunuz? Önceki hastalığınızdan kalan ilaçlarınızı
daha sonra doktorunuza danışmadan kullanma alışkanlığınız var mı? En
kötüsü, yolda, otobüste, çay bahçesinde, parkta ya da meydandaki büfeden
rahatlıkla ilaç alıp kullanabiliyor musunuz?
Böyle alışkanlıklarınız varsa tamamını bırakmak zorundasınız.
Antibiyotikler hastalık tedavisinde kullandığımız ilaçlardan sadece
biri olmasına rağmen bazı hastalıklar var ki onları ne antibiyotikler ne
de başka ilaçlar tedavi edebiliyor. Bu hastalık “gelişigüzel
antibiyotik kullanma” ve “her hastalığa antibiyotik kullanma”
hastalığıdır. Bu alışkanlıklardan nasıl kurtulabiliriz?
Antibiyotik Kullanma Hastalığı
Hepimizin yakından tanıdığı ve her hastalandığımızda, başımız
ağrıdığında, ateşlendiğimizde, dişimiz ağrıdığında, sivilcemiz
çıktığında, öksürdüğümüzde, boğazımız şiştiğinde, sesimiz kısıldığında
ilaç çantamızdan, ecza dolabımızdan ya da buzdolabının kapağından
elimizi uzatıp, emin tavırlarla “derdimizin dermanı” tayin ettiğimiz
kurtarıcı (!) ilacımız; antibiyotikler olmamalıdır. Ağrı kesicinin
yanında genellikle tek doz kullandığımızda fayda sağlayacağına gönülden
inanıp, “gör bak hiçbir şeyin kalmayacak” sözleriyle kendimizce reçete
ettiğimiz tedavi yöntemi doğru bir yöntem değil.
Eski tarihlerden beri enfeksiyon kaynaklı hastalıklar diğerleri
arasında önemli bir yer tutmaktadır. Halk arasında ateşli hastalıklar
olarak bilinen bu vakıalar daha elli yıl öncesine kadar toplumların
korkulu rüyasıydı. Korkunun en büyük sebebi bu ise hastalıkların
bulaşıcı olmasıydı. Veba, frengi, çiçek, tüberküloz veya difteri gibi
hastalıklar sadece bir kişiyi değil orada yaşayanların tamamını tehdit
altında bırakıyordu. En kötüsü bu hastalıklar toplu ölümlere sebep
oluyordu. Antibiyotiklerin keşfi bu tür hastalıkların rahatça tedavi
edilebilmesine olanak sağladı. Ve yüzyılın kahramanı olarak kabul
edildi. Ancak insan vücudu daha dirençli bir kahraman olacak ki yanlış
kullanılan antibiyotiklere bağışıklık kazanmaya başladı.
İlk olarak, 1929 yılında Sir Alexander Fleming, laboratuarında
bakterilerle çalışırken tesadüfen küf mantarlarının bakterileri
öldürdüğünü görmüştü. Bunun sebebini araştırdığında küf mantarlarının
ürettiği bir maddenin buna sebep olduğunu tespit etti. Bu madde
günümüzde de herkesin tanıdığı penisilindir. Penisilinin bulunmasından
sonra aynı yol takip edilerek birçok antibiyotik geliştirilmiştir.
Günümüzde ise antibiyotiğin sayılamayacak kadar çok çeşidi mevcuttur.
Antibiyotik Nedir?
Bazı mikropları öldüren ya da çoğalmalarını durduran ilaçlara genel
olarak antibiyotik denir. Antibiyotikler bilinen mikropların yaptıkları
hastalıkları tedavi etmek için geliştirilmiştir.
Antibiyotikler, aslında
mikroorganizmalar (çoğunlukla bakteriler) tarafından doğal ortamlarda
üretilirler. Ancak bugün “antibiyotik” terimi patojenlere zarar veren
her türlü kimyasal için kullanılmaya başlanmıştır. Mikroorganizmalar
için hayvanlar ve bitkiler tarafından doğal olarak üretilen bu tür
kimyasallara “antibiyotik” diyoruz. Doğal olarak üretilen birçok
antibiyotik daha etkili olmaları için modifiye edilmektedir. Bunun için
doğal antibiyotik üretim tekniği değil suni yollar geliştirilmiştir.
Örnek vermek gerekirse, doğal olarak üretilen penisilinler bugün
kimyasal olarak modifi-ye edilerek daha etkili olmaları sağlanmıştır.
Bir başka örnek de, kloramfenikol isimli antibiyotiktir. Eskiden
tamamıyla doğal yollardan elde edilen bu antibiyotik, bugün tamamıyla
sentetiktir.
Mikroorganizmaların sebep olduğu enfeksiyonlardan kurtulmak için
geliştirilen bu antibiyotikler, zamanla hastalık tedavisinde en fazla
kullanılan yöntemlerden birisi olmuştur. Çünkü birçok hastalığın sebebi
enfeksiyonlardır. Bu da reçetelerde antibiyotiklerin ilk sıralarda yer
almasına sebep olmuştur.
Doğru antibiyotik kullanımı neden önemlidir?
Eğer antibiyotikleri doğru kullanmıyorsanız siz de antibiyotiğe dirençli
bakteriler üretiyor olabilirsiniz. Çünkü antibiyotiklerin doğru olmayan
kullanımı antibiyotiğe dirençli bakteri enfeksiyonlarının ortaya
çıkmasına sebep oluyor. 1940′lı yıllarda ilk keşfedilen antibiyotiklerin
etkisi zamanla ortadan kalkmıştır. Sebebi ise yanlış kendi kendine
yanlış antibiyotik kullanma ve bunun sonrasında ortaya çıkan
antimik-robiyal dirençtir. Günümüzde antibiyotiklerin yanlış kullanımı
hızlandığından daha fazla antibiyotik türü kullanılamaz hale gelmeye
başlamış. Bu durumun sonucunda yapılan araştırmalar göstermiştir ki
yanlış antibiyotik kullanımının önüne geçilemez ise ciddi sorunlar bizi
beklemektedir. Bunlardan en kötüsü ise antibiyotiklerin keşfinden önceki
döneme geri dönmektir. Bu durumda şimdi basit olarak gördüğümüz
bakteriyel enfeksiyonların bile ölümle son bulması kaçınılmaz olacaktır.
Antibiyotikler her mikrobik hastalığı iyileştirir mi?
Yeni antibiyotiklerin geliştirilmesi ile milyonlarca kişiye sağlık
hizmetinin daha iyi verilmeye başlaması yüzyılımızın takdir edilen bir
gerçeğidir. Yalnız antibiyotikler ancak bakteri adı verilen mikropların
yaptığı hastalıkları iyileştirir. Grip, soğuk algınlığı gibi
hastalıklara bakteriler yol açmadığı için bu hastalıklarda
antibiyotiklerin faydası yoktur. İshallerin de çok az kısmında
bakteriler etkili olduğunda bu tür vakıalarda da antibiyotik verilmesine
gerek olmayabilir. Zatürre, idrar yolu iltihabı, orta kulak iltihabı
gibi hastalıklar çoğu kez bakteriler sebepiyle oluşur. Bu hastalıklarda
hekim önermişse antibiyotikler kullanılabilir. Böyle durumlarda verilen
antibiyotik türünü tavsiye edilen dozda kullanmak gerekir. Çünkü her
hastalık için de farklı antibiyotik türleri vardır. Bu hastalıkları
ayırt etmek için çoğu zaman hekimler laboratuar testlerine gerek
duyarlar.
Doktor tavsiyesi olmadan antibiyotik mi aldınız?
Faydadan çok zarar görebilirsiniz: Belirtiler benzer bile olsa sizin
hastalığınız antibiyotiklerden etkilenmeyecek bir hastalık olabilir.
Örneğin sinüzit ile grip belirtileri size göre aynı olabilir. Grip
olduğunuzda sinüzit zannederek gereksiz antibiyotik kullanmış
olabilirsiniz. Hastalık aynı ama sebep olan mikrop farklı olabilir.
Örneğin çok sayıda mikrop idrar yolu iltihaplarına yol açmaktadır.
Birinde etkili olan antibiyotik diğerine herhangi bir sonuç
vermeyebilir.
Sizin için vakit kaybı olabilir: Siz iyileşeceğim umuduyla beklerken
belki de tedavi edilmesi gereken başka bir hastalığın teşhisi için geç
kalmış olacaksınız. Diğer yandan, kullandığınız antibiyotik sizi
iyileştirmediği gibi hastalığa neden olan mikrobun kültürde üremesini
engelleyebilecektir. Bu da hastalığınızın teşhisini zorlaştırır. Çünkü
hekimin sizin hastalığınıza yol açan mikrobu laboratuar ortamında teşhis
etmesi zorlaşacaktır. Neticede yanlış kullandığınız bir antibiyotik
doktorların sizin için uygun ilacı seçmelerini de zorlaştırır.
Yan etkilerinden kurtulamayabilirsiniz: Diğer pek çok ilaç gibi
antibiyotiklerin de vücudun çeşitli bölgelerine zararları olabilir.
Bazısı karaciğer, bazısı böbrek çalışmasını bozar. Bazısının ise kulak
için zararlı etkileri vardır. Komşunuzun karaciğeri ya da böbreği
sizinkinden farklı olabilir. Ona zarar vermeyen bir ilaç size
dokunabilir. Bu zararlı etkiler sizin daha önceki hastalıklarınızla
ilgili de olabilir. Ya da kullandığınız diğer ilaçlar sizi daha özel
yapmış olabilir. Örneğin böbrekten atılması gereken bir antibiyotik
böbrek hastasında atılmayarak vücutta birikebilir.
Antibiyotik zarar da verir
Gerekli olduğu durumlarda, yeterli dozda ve sürede kullanılmasına
rağmen bazı antibiyotikler kişilerde istenmeyen yan etkilere yol
açabilir. En sık görülen yan etkileri arasında bulantı, kusma, ishal,
ciltte kızarık ve kaşıntılı allerjik döküntüler sayılabilir. Bu tür yan
etkiler ilaç kesildiğinde ortadan kalkar. Ancak bu etkilerin dışında
daha ciddi, hatta hayatı tehdit edecek düzeyde yan etkiler görülebilir
(anafilaktik reaksiyon, diyalize girmeye götürecek kadar ciddi böbrek
fonksiyon testlerinde bozulma gibi). Çoğu yan etkiler ilaç kesildikten
sonra ortadan kalkmasına rağmen bazı yan etkiler ilaç kesilse de uzun
süreli veya kalıcı problemlere yol açabilir. Bu sebeplerle antibiyotik
kullanırken herhangi bir yan etki gördüğümüzde mutlaka durumu
doktorumuza bildirip onun önerileri doğrultusunda gerekli önlemleri
almalıyız.
Antibiyotik yerine farklı öneriler
Öncelikli hedefiniz hastalıktan uzak kalmak olmalıdır. Bunun için
beslenme alışkanlıkları gözden geçirilmeli ve bünye için faydalı
besinler tercih edilmelidir. Özellikle mevsim geçişlerinde olabildiğince
dikkatli olunmalıdır. Bunun yanında özellikle ilkbahar ve sonbahar
aylarında nezle ve grip gibi hastalıklar görülür ise bunlar için
antibiyotik kullanmayınız. Ateş düşürücü ve ağrı kesiciyi bile
kullanırken doktor tavsiyesini ihmal etmeyin. Son olarak çocuklarınızı
yetişme döneminde tabiat ile tanıştırmayı ihmal etmeyin.
Antibiyotik farkındalık günü
Yanlış kullanım, antibiyotiklerde kısır bir döngüye yol açtı. Her yıl
yeni antibiyotik türleri icat edilse de yanlış kullanımdan dolayı
bunlara da bağışıklık kazanılmaya başlandı. Ancak bu nereye kadar
gidecek? Konuyu tartışan sağlık dünyası “Antibiyotik Farkındalık
Günleri” düzenleyerek doğru antibiyotik kullanımını insanlara anlatma
ihtiyacı hissettiler. Antibiyotik kullanımının önemini vurgulamak ve
doğru kullanımına yönelik farkındalık sağlamak, yanlış kullanımları
önlemeye çalışmak için “18 Kasım Antibiyotik Duyarlılık Günü” olarak
ilan edildi. Bu vesile ile ilk defa 18 Kasım 2008′de “Avrupa Antibiyotik
12 Kasım 2010 Farkındalık Günü” düzenlenmiştir. Bu aktivite içinde
Avrupa’da gönüllü Sivil Toplum Örgütleri, Sağlık Otoriteleri, Dünya
Sağlık Örgütü ve Sağlık çalışanları yer alıyor. Hedef bütün insanlar
için gereksiz antibiyotik kullanımının engellenmesidir.
2008′den beri her yıl tekrarlanan bu aktivitenin amacı doğru
antibiyotik kullanımının yaygınlaştırmaya çalışmaktatır. Bunun yanında
antibiyotik kullanımının riskleri anlatılırken bu konularda
bilinçlendirme en başta gelen gayelerden birisidir. “Avrupa Antbiyotik
Farkındalık Günü” 18 Kasım 2008′de Strasburg’da Avrupa Parlamentosunda
bilimsel bir konferans ile başladı. Bu toplantıda Avrupa’da
antimikrobiyal direncin araştırıldığı en büyük çalışmalardan birisi olan
“Avrupa Antimikrobiyal Direnç” (Euro-pean Antimicrobial Resistance
Surveillance System – EARSS) verileri açıklanarak, doğru olmayan
antibiyotik kullanımının sonuçlarının bütün dünyada önemli halk sağlığı
sorunlarından birisi olduğuna değinildi. Ülkemizde “Türkiye Enfeksiyon
Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği” öncülüğünde bu
aktiviteye katıldı.
İnsan ve Hayat Dergisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder