قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : وَقِّرُوا مَنْ تَعَلَّمُونَ مِنْهُ الْعِلْمَ وَوَقِّرُوا مَنْ تُعَلِّمُونَهُ الْعِلْمَ. (فيض)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : كندسندن علم أؤكرنديكنز كمسيه حرمت أدينز و كندسينه علم أؤكرتديكنز كمسيه ده شفقتلى داورانينز . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kendisinden ilim öğrendiğiniz kimseye hürmet ediniz ve kendisine ilim öğrettiğiniz kimseye de şefkatli davranınız.”
(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)
Hicrî: 25 Muharrem 1446 Fazilet Takvim
İLİM ÖĞRENİLEN KİMSEYE KARŞI MÜTEVÂZI OLMAK
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurmuşlardır ki: “İlim öğreniniz. İlim için huzur, sekînet ve vakar da öğreniniz. Kendisinden ilim öğrendiğiniz kimseye karşı mütevâzı olunuz.”
İlim talebesinin dikkat etmesi gereken husûslardan birisi de ilme ve ilim ehline karşı aslâ kibirlenmemektir. Talebe, hocasına itiraz edip karşı gelmemeli, hocasının nasihatlerini, bir hastanın, doktoru dinlediği gibi dinleyip anlamaya çalışmalıdır. Zira ilim tahsilinde tevâzu şarttır. Talebe, ilmi kabulde, yağmura hasret çeken kuru toprak gibi olmalıdır.
Amr en-Nâkıd (rah.) anlattı: “Vekî’ bin Cerrâh Hazretlerinin yanında ondan ders dinliyorduk. Ahmed bin Hanbel (rah.) de orada idi. Tevâzusundan ders halkasının bir köşesine oturmuştu. Ben, ona:
‘Hocamız Vekî Hazretleri, sana çok kıymet verir, sözünü dinler, niçin derste hiç konuşmuyorsun?’ dedim,
‘O, bana nasıl kıymet veriyorsa benim de ona hürmet göstermem icap eder.’ cevabını verdi.”
İshâk eş-Şehîdî (rah.) anlattı: “Ben, hadîs âlimi Yahyâ el-Kattân’ı (rah.) gördüm, ikindi namazını kıldı, sonra mescitte bir duvara yaslandı. Ali bin Medînî, İbn-i Maîn, Ahmed bin Hanbel gibi zâtlar gelip önünde ayakta durdular. Ona, rivâyet ettiği bazı hadîs-i şerîfleri sordular. Akşam namazı vaktine kadar ayakta durarak hadîs-i şerîf yazdılar. Yahyâ el-Kattân, onlara oturmalarını söylememişti. Onlar da müsaade edilmediği için ilim öğrendikleri kimseye hürmeten oturmadılar.”
Yine hadîs âlimlerinden Halef (rah.) anlattı: “Ahmed bin Hanbel (rah.), yanıma gelip hocam Ebû Avâne Hazretlerinden rivâyet ettiğim hadîs-i şerîfleri bana sordu. Ben, ona, oturması için yüksekçe bir yer gösterdim, o kabul etmeyip:
‘Hayır, senin önünde, ancak bir talebe gibi oturmam uygundur. Zira biz, kendisinden ilim öğrendiğimiz zâtlara hürmet etmekle emrolunduk.’ cevabını verdi.”
Hicrî: 25 Muharrem 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder