قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَا مِنْ أَحَدٍ يَمُوتُ إِلَّا نَدِمَ، قَالُوا: وَمَا نَدَامَتُهُ يَا رَسُولَ اللهِ؟ قَالَ: إِنْ كَانَ مُحْسِنًا نَدِمَ أَنْ لَا يَكُونَ ازْدَادَ وَإِنْ كَانَ مُسِيئًا نَدِمَ أَنْ لَا يَكُونَ نَزَعَ. (ت)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : ‘‘ وفات أديب بشمانلق دويماياجق هيج كمسه يوقدر . ’’ بيوردولر . ( آصحابى كرام ) ‘‘ اونون بشمانليغى نه در يا رسول الله ؟ ’’ ده ديلر . ‘‘ أكر إيلكلر يابمش ( صالح عمللر إشلمش ) بر كمسه إيسه إيليكنى زياده لشترمديكنه بشمان اولور ؛ أكر كوتولكلر يابمش ( كوناحلر إشلمش ) بر كمسه إيسه كوناحندان توبه أديب قورطولمه ديغنه بشمان اولور ’’ بيوردولر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Vefat edip de pişmanlık duymayacak hiç kimse yoktur.” buyurdular. (Ashâb-ı Kirâm) “Onun pişmanlığı nedir, yâ Resûlallah?” dediler. “Eğer iyilikler yapmış (sâlih ameller işlemiş) bir kimse ise iyiliğini ziyadeleştirmediğine pişman olur; eğer kötülükler yapmış (günahlar işlemiş) bir kimse ise günahından tevbe edip kurtulmadığına pişman olur.” buyurdular.
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 18 Muharrem 1446 Fazilet Takvim
ENDÜLÜS EMEVÎ DEVLETİ (M. 756-1031) -1
Emevî Halifesi Birinci Velîd zamanında Cezîretü’l-Hadrâ (Yeşil Yarımada) denilen Endülüs’ün (bugünkü İspanya) fethi için Târık bin Ziyâd kumandan tayin edildi.
Târık bin Ziyâd, gemilerle, Akdeniz’i Atlas Okyanusu’na bağlayan boğazdan karşıya geçmiştir. Bu boğaza, daha sonra, Cebel-i Târık Boğazı denildi.
Bir rivâyete göre Târık bin Ziyâd, Afrika’dan gemilerle boğazın karşı kıyısına, İspanya sahillerine çıkar çıkmaz, ordusunun dönüş ümidini kesmek gayesiyle bütün gemilerini yaktırmış ve bu hareketi ile dünya tarihine azim ve irade numunesi olarak geçmiştir. Sık sık kullanılan “Gemileri yakmak” tabiri, bir işe başlayan kimsenin artık geri dönmemekteki azim ve gayretini ifade etmek için kullanılır.
İslâm ordusu, Buhayra denilen yerde Kral Rodrig kumandasındaki Vizigotlarla karşılaştı. Burada, Târık bin Ziyâd, askerlerine şöyle hitap etti:
“Askerlerim! Görüyorsunuz ki, arkanızda deniz, önünüzde düşmanlar var ve kaçacak hiçbir yeriniz yok. Vallâhi sabır ve sebâttan başka yapacağınız hiçbir şey de yok... En ucuz malın can olduğu bu pazara sadece sizi sürmüyor, bilakis önce kendi canımdan başlıyorum. Canınızı düşünerek benden yüz çevirmeyiniz. Siz, benden daha fazla zorluğa katlanmayacaksınız. Sizin payınıza da bana düşenden daha fazlası düşmeyecek. Hepimiz aynı kaderi paylaşıyoruz...”
Onun bu hitabesi, askerlerinin gayretlerini artırdı, maneviyatlarını yükseltti. Neticede sarsılmaz bir iman gayreti içinde, Vizigotlar’ı yenerek burayı fethettiler (M. 711).
Emevî Hânedânı’nın son bulması (M. 750) ve yerine Abbâsî Hânedânı’nın hâkim olması üzerine, Emevîlerden Abdurrahman bin Muâviye, Endülüs’e geçerek burada müstakil Endülüs Emevî Devleti’ni kurdu (M. 756). Daha önce burası Kurtuba Emîrliği olarak adlandırılıyordu. Bu haberi duyan Müslümanlar, akın akın bu ülkeye gelmeye ve devlet kurmasında ona yardımcı olmaya başladılar. -Devamı yarın-
Hicrî: 18 Muharrem 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder