قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : طَلَبُ الْعِلْمِ أَفْضَلُ عِنْدَ اللهِ مِنَ الصَّلَاةِ وَالصِّيَامِ وَالْحَجِّ وَالْجِهَادِ فِي سَبِيلِ اللهِ تَعَالَى. (فيض)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : علم أؤكرنمك ، الله تعالى قطنده ( نافله ) نماز ، اوروج ، حج و الله يولنده جهاددان دها فضيلتليدر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “İlim öğrenmek, Allâhü Teâlâ katında (nafile) namaz, oruç, hac ve Allah yolunda cihaddan daha faziletlidir.”
(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)
Hicrî: 20 Muharrem 1446 Fazilet Takvim
İLMİHÂL ÖĞRENMEK FARZ-I AYINDIR
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, “İlim tahsil etmek, her Müslümana farzdır.” buyurmuşlardır. Burada, tahsilinin farz olduğu bildirilen ilim, ilmihâldir.
Kişinin, hâline göre üzerine düşen dînî ve dünyevî vazifeleri doğru olarak yerine getirebilmek için gerekenleri öğrenmesi, farz-ı ayındır. Namaz kılabilmek için abdesti nasıl alacağını ve namazı nasıl kılacağını öğrenmesi farzdır. Eğer ticaret yapacaksa, harama düşmemek, fâsid akitler yapmamak için buna dair dînî bilgileri öğrenmesi lâzımdır. Eğer bir kimse mal sahibi ise, malından ne kadarını zekât olarak vermesi gerektiğini bilmesi lâzımdır. Eğer üzerine hac farz olduysa haccı edâ edebileceği malumatı öğrenmesi icap eder. İşte bunlar gibi herkesin hâline göre öğrenmesi gereken ilme, ilmihâl denir.
Hazret-i Allah, İslâm şerîatinin kıyamet gününe kadar devam etmesine hükmetmiştir. Dinin hükümlerinin devamı ise dînî ilimlerin insanlar arasında öğrenilmesi ve öğretilmesi ile olur. Bu sebeple herkesin ilim öğrenmesi ve ilim sahiplerinin ilim öğretmesi farz olmuştur.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) bir gün bir hutbe okudular, Müslümanlardan bazı toplulukları, hayırla yâd ederek methettiler. Sonra buyurdular ki: “Şu kavimlere ne oluyor da yakınlarındaki kavimlere, muhtaç oldukları dînî hükümleri anlatmıyorlar, onlara öğretip nasihatte bulunmuyorlar. İyiliği emredip kötülükten nehyetmiyorlar. Şu kavimlere de ne oluyor ki; ilmi, yakınlarındaki ilim sahiplerinden öğrenmiyorlar, tahsil etmiyorlar! Vallâhi, ya bu kavimler, komşularına ilmi anlatıp öğretirler, onlara nasihat edip iyilikle emredip kötülükten nehyederler, komşuları da onlardan ilmi dinleyip öğrenir, nasihatlerini tutarlar; ya da onları ceza ile yola getiririm.”
Bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur: “Muhakkak, Allâhü Teâlâ, ilmi, kalplerden bir anda çekip almak sûretiyle kaldırmaz. Lâkin âlimleri almak sûretiyle kaldırır. Âlimler gittiğinde, insanlar, cahil reisler edinirler. Onlar, ilimleri olmadan (bilmedikleri hâlde) fetva verirler. Hem kendileri sapar hem de (halkı) saptırırlar.”
Hicrî: 20 Muharrem 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder