2 Temmuz 2024 Salı

ALLÂH’IN SEVDİĞİNİ ONUN KULLARI DA SEVER


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِذَا أَحَبَّ اللهُ عَبْدًا قَذَفَ حُبَّهُ فِي قُلُوبِ الْمَلَائِكَةِ. (فيض)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : الله تعالى بر قلونى سوديكى زمان ، ملكلريك قلبلرينه اونون سوكسنى يرلشترير . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Allâhü Teâlâ bir kulunu sevdiği zaman, meleklerin kalplerine onun sevgisini yerleştirir.”

(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)

Hicrî:    26  Zilhicce  1445  Fazilet Takvim

 

ALLÂH’IN SEVDİĞİNİ ONUN KULLARI DA SEVER

 

Süheyl bin Ebû Sâlih (rah.) şöyle anlattı: Arafat’ta idik. Bu sırada Ömer bin Abdülazîz (rah.) Hazretleri geçti. Kendisi hac emîri idi. İnsanlar, onu görmek için kalktılar. Ben, babama:

“Babacığım! Zannediyorum ki Hazret-i Allah, Ömer bin Abdülaziz’i seviyor, dedim. Babam:

“Niçin böyle söyledin?” diye sordu.

“Çünkü insanların kalplerinde onun sevgisi var.” dedim. Bunun üzerine babam:

“Vallâhi ben Ebû Hüreyre (r.a.) Hazretlerinin, Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem’den şöyle rivâyet ettiğini işittim:

Allâhü Teâlâ bir kulunu sevdiğinde Cebrâîl aleyhisselâm’a: “Muhakkak ben falan kulumu seviyorum, sen de onu sev.” buyurur.

Cebrâîl aleyhisselâm, o kimseyi sever.

Sonra Cebrâîl aleyhisselâm semâda:

“Muhakkak Allâhü Teâlâ, falan kulunu seviyor, sizler de onu seviniz!” diye nidâ eder. Bütün semâ ehli (melekler), onu severler. Sonra yeryüzünde o kimseye karşı, halkın kalbine muhabbet konulur, insanlar da onu severler.

Allâhü Teâlâ, bir kuluna buğzettiğinde Cebrâîl aleyhisselâm’a: “Muhakkak ben, falan kuluma buğzediyorum, sen de ona buğzet.” buyurur. Cebrâîl aleyhisselâm, o kimseye buğzeder. Sonra Cebrâîl aleyhisselâm semâda:

“Muhakkak Allâhü Teâlâ, falan kuluna buğzediyor, sizler de ona buğzediniz!” diye nidâ eder. Bütün semâ ehli (melekler), ona buğzederler. Sonra yeryüzünde o kimseye karşı, halkın kalbine düşmanlık konulur, hepsi ona düşman olurlar.

Allâhü Teâlâ’nın, kulunu sevmesinden murat, onun için hayır irâde buyurması, kuluna hidayet ve nimet vermesidir. Buğzu da kulu için azâb veya bedbahtlığını irâde buyurmasıdır. Cebrâil aleyhisselâm ile diğer meleklerin bir kulu sevmeleri, onun için istiğfâr ve duada bulunmaları demektir. Melekler, bir kulu, Allâhü Teâlâ’ya itaat ettiği ve onun rızasını kazandığı için severler.

Hicrî:    26 Zilhicce  1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder