قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : عَلَيْكُمْ بِذِكْرِ رَبِّكُمْ وَصَلُّوا صَلَاتَكُمْ فِي أَوَّلِ وَقْتِكُمْ فَإِنَّ اللهَ عَزَّ وَجَلَّ يُضَاعِفُ لَكُمْ. (ج)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : ربنزى دواملى ذكرأدينز و نمازنزى إلك وقتنده قلنز ، محقق الله عز و جاه ، سزه أجرينزى قط قط ورير . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Rabb’inizi devamlı zikrediniz ve namazınızı ilk vaktinde kılınız, muhakkak Allah Azze ve Celle, size ecrinizi kat kat verir.”
(Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)
Hicrî: 05 Muharrem 1446 Fazilet Takvim
EBEDÎ KURTULUŞ ALLÂHÜ TEÂLÂ’YI ÇOKÇA ZİKRETMEYE BAĞLI KILINMIŞTIR
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri, bir mektuplarında şöyle buyurmuşlardır:
Ey kardeşim! Muhakkak ki insan, yağlı ve lezzetli yemekler, güzel ve süslü elbiseler için dünyaya gelmemiştir. İnsan (dünyevî lezzetlerden) faydalanmak, yemek-içmek, eğlenmek ve oyun için de yaratılmamıştır. İnsanın yaratılmasındaki asıl maksat, kendini (Rabb’ine karşı) zelil, hakîr, âciz ve muhtaç görmektir ki bu, kulluğun hakikatidir. Lâkin bu âcizlik ve muhtaç olma hâlinin şerîat-i Mustafaviyye’ye uygun bir şekilde olması gerekmektedir.
Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat âlimlerinin görüşlerine uygun olarak amel ve itikad cihetinden şerîatin hükümleri ile süslendikten sonra lâzım olan, bâtınını (kalbini) Allâhü Teâlâ’yı zikir ile tamir etmektir. Husûsiyle size tarif edilen Tarîkat-i Nakşibendiyye-i Aliyye zikri ile bâtın mamur edilmelidir. Çünkü diğer bütün yolların nihayeti(nde elde edilen makamlar) bu büyüklerin yolunda (henüz) bidayette derc edilmiştir (verilmiştir). Ve onların nispetleri diğer bütün nispetlerin üstündedir. Basireti (aklı) az olan kimseler bunu ister kabul etsin, ister etmesin. Burada maksat, dostları teşvik etmek ve bu yola yönlendirmektir.
Velhâsıl ebedî kurtuluş, Allâhü Teâlâ’yı çokça zikretmeye bağlı kılındı. Allâhü Teâlâ, Enfâl Sûresi’nin 45. âyet-i kerîmesinde -meâlen-: “… ve Allâhü Teâlâ’yı çok zikreyleyin ki kurtuluşa erebilesiniz.” buyurmuştur. Bu âyet-i kerîme, bu mananın şahididir. Zikir ile çokça meşgul olmak ve insanı zikirden alıkoyan her şeye buğzetmek lâzımdır. Kurtuluşun reçetesi yalnızca budur.
Yine Ra’d Sûresi’nin 28. âyet-i kerîmesinde, Allâhü Teâlâ’nın -meâlen-, “…Haberiniz olsun ki kalpler ancak Allâh’ın zikriyle mutmain olur.” buyurması, bu anlattığımıza katî bir delildir. Biz, Allâhü Teâlâ’dan; muvaffakiyet, bu yolda sebât ve istikamet talep ederiz. Selam, hak yola ve Resûlullah (s.a.v.) Efendimize tâbi olanların üzerine olsun.
(Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c.1, m. 206.)
Hicrî: 05 Muharrem 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder