قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ طَلَبَ بَابًا مِنَ الْعِلْمِ لِيُصْلِحَ بِهِ نَفْسَهُ أَوْ لِمَنْ بَعْدَهُ كَتَبَ اللهُ لَهُ مِنَ الْأَجْرِ مِثْلَ رَمْلِ عَالِجٍ. (جامع الاحاديث)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : كيم ، كندسنى ويا كندسندن صوكره كلنلرى إصلاح أتمك إيجن علمدن بر مسئله أؤكرنرسه ، جناب حق ، اونون إيجن جول قوملرى قدار جوق أجر يازار . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kim, kendisini veya kendisinden sonra gelenleri ıslâh etmek için ilimden bir mesele öğrenirse, Cenâb-ı Hak, onun için çöl kumları kadar çok ecir yazar.”
(Süyûtî, Câmiu’l-Ehâdîs)
Hicrî: 11 Muharrem 1446 Fazilet Takvim
HER ŞEYE İBRET NAZARIYLA BAKMALI
Abdülkâdir Geylânî kuddise sirruh Hazretleri, bir sohbetinde şöyle buyurmuştur:
Allâhü Teâlâ, kudret ve irâde-i İlâhiyye’siyle hikmet-i ezeliyesine göre her lahza, nicelerini yok eder, nicelerini yoktan var eder, kimini zengin, kimini fakir kılar. Ezelde takdir buyurduklarını yaratır. Varlık, yokluk, ölmek, dirilmek, âfiyet, hastalık, yükselmek, alçalmak, galibiyet, mağlubiyet, ihsanda bulunmak, mahrum kılmak, kurtarmak yahut helâk etmek gibi hâllerden dilediğini, mahlûkatından dilediğinde icrâ eder.
Bunlar, Allâhü Teâlâ Hazretlerini bilmeniz, onun birliğine bu kudret eserleriyle istidlâl etmeniz, Cenâb-ı Hakk’ın mutlak kudretini inkâr etmemeniz içindir.
Bunun için Haşr Sûresi’nin 2. âyet-i kerîmesinde -meâlen-: “Düşünün de ibret alın ey akıl sahipleri!” buyurulduğu üzere, her şeye ibret nazarıyla bakmalı, her şeyi Allâhü Teâlâ’dan istemelidir. Zira göklerin ve yerin hazineleri, onun nezdindedir.
Hazret-i Allah, kullarının hidâyet yoluna girmek husûsunda hiçbir mazeretleri kalmaması için peygamberler göndermiş, ihtiyaç duyacakları her şeyi onlara peygamberleri vasıtasıyla beyân etmiştir. Her peygamber, gönderildiği kavme en güzel şekilde vaaz ve nasihatte bulunmuş, ebedî felaketlere düşecekleri hâllerden onları sakındırmış, dosdoğru yolu bildirmiştir. Buna rağmen hâlâ bunlardan ders almıyorsunuz. Hâliniz, Cenâb-ı Hakk’ın bildirdiği şu kimselere benziyor -meâlen-: “(O kâfirler) sağırdırlar -hakkı işitmezler-, dilsizdirler -hayırlı ve hak dine muvâfık bir şey söylemezler- ve kördürler -hidâyet yolunu görüp takip etmezler-. Artık onlar akıl da etmezler.” (Bakara Sûresi, âyet 171)
Allâhü Teâlâ’ya iman ile beraber sâlih ameller işlediğin, istikamet üzere dosdoğru yolda devam ettiğin müddetçe, dünyada ve âhirette elbette her türlü korku ve azâptan emîn olursun. Eğer sen amelde tembellik edersen, dünya ve âhiret korkularına maruz kalırsın.
Hicrî: 11 Muharrem 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder