قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : مَنْ سَرَّهُ اَنْ يَسْبِقُ الدَّائِبَ الْمُجْتَهِدَ فَلْيَكُفَّ عَنِ الذُّنُوبِ. (هب)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : هر كمى ، دواملى وغيرتله عمل أدنلريك أؤنونه كجمك سونديريرسه كونحلردان ساقنسيك . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Her kimi, devamlı ve gayretle amel edenlerin önüne geçmek sevindirirse günahlardan sakınsın.”
(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Hicrî: 10 Cemâziyelâhir 1445 Fazilet Takvim
GÜNAHTAN SAKINMAK
Allâhü Teâlâ, Nûr Sûresi’nin 21. âyet-i kerîmesinde -meâlen-: “Ey iman edenler, şeytanın adımlarına uymayın.” buyuruyor. İşlenen her günah ve masiyet, şeytanın adımlarından bir adımdır.
Allâhü Teâlâ, Mûsâ aleyhisselâm’a şöyle vahyetti: “Ben, bana âsî olanları ölülerden sayarım. Ölenlerin ilki İblis’tir. Zira o, bana ilk âsî olandır.”
Hikmet ehli bir zât, bir kişiye, “Görüşmeyeli nasılsın?” diye sordu. O da “Afiyetteyim.” deyince şöyle buyurdu: “Şâyet Allâhü Teâlâ’ya isyan etmiyor isen, sen hakikaten afiyettesin. Ancak Allâh’a isyan ettiysen, nasıl afiyette olabilirsin. Zira Allâhü Teâlâ’ya âsî olmaktan daha büyük bir hastalık mı olur!”
Ka’bü’l-Ahbâr (rah.) şöyle buyurdu: “Bir kul, küçük bir günah işler de onu hafife alır, ondan dolayı pişmanlık duymaz, tevbe ve istiğfarda da bulunmazsa o günah, Allâhü Teâlâ indinde o kadar büyür ki, dağlar kadar olur. Bir kul da büyük bir günah işler fakat buna çok pişman olur, tevbe ve istiğfarda bulunursa o günah, Allâhü Teâlâ indinde küçülür ve nihayet Allâhü Teâlâ, onu bağışlar.
Bu sebeple, “Kişinin bir günah işleyip de onu küçük görmesi, büyük günahlardandır.” denilmiştir.
İbrahim bin Edhem Hazretleri, en çok şu duayı yapardı: “Allâhım, beni isyan çukurundan, itaat zirvesine yükseltiver.”
Cenâb-ı Hakk’ın, “Ve Rabbinizden bir mağfirete koşunuz…” (Âl-i İmrân Sûresi, âyet 133) buyurduğu üzere af ve mağfiret-i İlâhîyye’yi celb edecek sebeplere sarılmalıdır. Allâhü Teâlâ Gafûr, Rahîm ve Raûf’dur. O mağfiret etmezse başka kim mağfiret eder, o rahmet etmezse başka kim rahmet eder. Kul için Rabbinden başka yardım edecek, ihsânda bulunacak, rahmet edecek kimse yoktur.
BEYİT:
Tevbe yâ Rabbi hata râhına gittiklerime
Bilip ettiklerime bilmeyip ettiklerime. (Rûmî)
Hicrî: 10 Cemâziyelâhir 1445 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder