قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : لِلَّذِينَ أَحْسَنُواْ الْحُسْنَى وَزِيَادَةٌ وَلاَ يَرْهَقُ وُجُوهَهُمْ قَتَرٌ وَلاَ ذِلَّةٌ أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْجَنَّةِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ (سورة يونس ۲٦)
الله تعالى شويله بيوردى - مئآلا : ( إيمان أديب ) كوزل عمللر إشلينلره جنت و بر ده زياده ( يعنى ، جمالى إلهيي كورمك ) واردر . اونلاريك يوزلرينه ، نه بر طوز ( لكسى ) بولاشر ، نه ده بر زللت ! ... إشده بونلار جنتلكلردر . اوراده أبدى قاليجيدرلر . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen-: “(İman edip) güzel ameller işleyenlere Cennet ve bir de ziyade (yani, cemâl-i İlâhî’yi görmek) vardır. Onların yüzlerine, ne bir toz (lekesi) bulaşır, ne de bir zillet!.. İşte bunlar cennetliklerdir, orada ebedî kalıcıdırlar.”
(Yûnus Sûresi, âyet 26)
Hicrî: 03 Cemâziyelâhir 1445 Fazilet Takvim
RU’YETULLAH HAKTIR
Kıyâme Sûresi’nin 22 ve 23. âyet-i kerîmelerinde -meâlen-: “Nice yüzler o gün parlayacak. Rablerine bakacaklar.” buyurulmuştur. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) de “Hiç şüphe yok ki sizler, mehtaplı bir gecede birbirinize mâni olmaksızın zahmetsizce kameri (dolunayı) gördüğünüz gibi, Rabb’inizi göreceksiniz.” buyurmuşlardır.
Hz. Allâh’ın zât-ı ulûhiyetine lâyık bir şekilde görülmesi aklen câiz, naklen vaciptir. Müminlerin âhirette bu büyük nimete nâil olacakları hakkında Ehl-i Sünnet âlimleri ittifak etmişlerdir. Görme denilen şey hakikatte gözün değil ruhun görmesidir. Göz ise bir dürbün veya bir mikroskop gibi onu göstermeye yarayan aletten başka bir şey değildir. Göz ile görülemeyen şeylerin bazıları, ışığı belli bir noktaya odaklayan mikroskop sayesinde görülebilir. Yine röntgen ışınları sayesinde bir engel arkasındaki maddelerin görülmesi de mümkündür. Demek ki göz, bazı şartların meydana gelmesi veya bazı engellerin bertaraf edilmesi ile normal şartlarda göremediği şeyleri de görebiliyor.
Bunun yanında âhiret âlemi, bugün yaşadığımız dünya hayatına benzemez. Burada nice şeylerin görülmesine engel teşkil eden şeyler, orada bir engel mesâbesinde bile olmayabilir. İçinde bulunduğumuz şu dünya âleminde bile nefislerini ıslah etmeye muvaffak olmuş birçok kemâl ehli kimselerin gözlerinden perde sıyrılıp başkalarının göremediği şeyleri hattâ cinleri ve melekleri bile görmek, kendilerine müyesser olmuştur.
Müminlerin, âhiret âlemindeki Cennet hayatında Cemâl-i İlâhî’yi görme nimetine mazhar olmalarına aklen hiçbir mâni yoktur. Bu husûsta yapılacak itirazların tamamı “Gâibi şâhide kıyas” kabîlindendir ki bu bâtıl bir iştir.
Bu âlemde bile falanca şeyin görülmesi imkânsızdır denilemez. Nitekim görülmesi imkânsız denilen nice şeyler zaman içinde görülebilir olmuştur. İleri zamanlarda daha nice şeylerin görülebilir olacağı imkân dâhilindedir.
Hicrî: 03 Cemâziyelâhir 1445 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder