25 Aralık 2023 Pazartesi

İBADETLERE VE KUL HAKLARINA RİÂYET ETMELİDİR


 

قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : لَيْسَ بِخَيْرِكُمْ مَنْ تَرَكَ دُنْيَاهُ لِآخِرَتِهِ وَلاَ آخِرَتَهُ لِدُنْيَاهُ حَتَّى يُصِيبَ مِنْهُمَا جَمِيعًا فَاِنَّ الدُّنْيَا بَلاَغٌ إِلَى الْآخِرَةِ وَلاَ تَكُونُوا كَلاَّ عَلَى النَّاسِ.(فيض)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : سزيك خيرلنز ، آخرتى إيجن دنياسنى ، دنياسى إيجن ده آخرتنى ترك أدن كمسه دكيلدر . هر إيكيسندن ده هسسنى آلاندر . زيرى محقق دنيا ، آخرته اولاشتران واسطه در . إنسانلره ده يوك اولماينز . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Sizin hayırlınız, âhireti için dünyasını, dünyası için de âhiretini terk eden kimse değildir. Her ikisinden de hissesini alandır. Zira muhakkak dünya, âhirete ulaştıran vasıtadır. İnsanlara da yük olmayınız.”

(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)

Hicrî:  12   Cemâziyelâhir    1445  Fazilet Takvim

 

 

İBADETLERE VE KUL HAKLARINA RİÂYET ETMELİDİR

 

Dinimizin insanlar arasındaki münasebetlere dair emirlerindeki gayesi, kul haklarını himaye etmektir. İbadetlerdeki gayesi ise kulluk vazifelerini yerine getirtmek vasıtasıyla Allah korkusunu ve sevgisini, insanların kalplerine yerleştirmektir.

Kulluk vazifelerine, ibadetlere karşı ihmalkârlık, kalpteki Allah korkusunun tesirini azaltır. Hattâ tamamen kaybolmak tehlikesine sebep olabilir. Allah korkusunun azalması veya tamamen yok olması da kul haklarını çiğnemeye sebep olur. Bu netice ise, İslâmiyet’in gayesine uygun değildir. İşte İslâmiyet, bu ihmalkârlığın insan hayatında açacağı tehlikelerden dolayı, hukûku ihlâl ve ibadetleri terk etmeyi şiddetle yasaklamıştır. Buna karşı, maddî ve manevî cezalar tayin ederek bu yasağı teyid buyurmuştur.

Nitekim Cenâb-ı Hak, Bakara Sûresi’nde, 238. âyet-i kerîmesinden itibaren kulu ile kendisi arasında bir vesîle olan beş vakit namazın aslâ terk edilmeyip vaktinde edâ edilmesini emir buyurmuştur. Yani kendi aranızdaki hakları güzelce edâ edin fakat bunlar sizi, Allâhü Teâlâ’nın hakkı olan ibadetleri yapmaktan meşgul etmesin. Hattâ düşmanın hücumundan korku hâlinde olsanız bile, namazınızı binekli olarak kılın da aslâ terk etmeyin, buyurulmuştur.

Yine Bakara Sûresi’nin 282. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Ey müminler! Muayyen bir vakte kadar bir borç ile borçlandığınız zaman onu yazınız ve bir kâtip, onu aranızda âdilane bir sûrette yazıversin...” buyurulmuştur. Zira az olsun, çok olsun borcu yazmak veya âdil bir kimseye yazdırmak, hakların himaye edilmesinde ve adâletin sağlanmasında en kuvvetli bir şarttır.

Hicrî:   12  Cemâziyelâhir   1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder