قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : إِنَّ الْعَيْنَ لَتُدْخِلُ الرَّجُلَ الْقَبْرَ وَتُدْخِلُ الْجَمَلَ الْقِدْرَ. (ض)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : محقق كى نظر ، ألبتده كشي مزاره كيرديرير ، دوه ي ده قازانه قويدورور . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak ki nazar, elbette kişiyi mezara girdirir, deveyi de kazana koydurur.”
(Kuzâî, Müsnedü’ş-Şihâb)
Hicrî: 16 Rebîulâhir 1445 Fazilet Takvim
NAZAR HAKTIR
Kalem Sûresi’nin 51. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Ve az kaldı ki o kâfir olanlar, o zikri işittikleri vakit, az daha seni gözleri ile kaydırıvereceklerdi…” buyurulmuştur. Yani müşrikler, düşmanlık ve hasetlerinden sana öyle buğz ve husumet nazarıyla bakıyorlar ki Hazret-i Allâh korumasa neredeyse senin ayaklarını kaydıracaklar, demektir.
Hadîs-i şerîfte, “Nazar haktır, ona, âdemoğlunun ve şeytanın hasedi sebep olur.” buyurulmuştur.
Hasan-ı Basrî (rah.) Hazretleri: “Göz değmesine deva, bu (Kalem Sûresi’nin 51.) âyet-i celîlesini okumaktır.” demiştir.
Yine Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, torunları Hz. Hasan ve Hüseyin’e şu duayı okurlardı: “Eûzü bi-kelimâtillâhi’t-tâmmeti min-külli şeytânin ve hâmmetin ve min-külli aynin lâmmetin.” ve buyururlardı ki: “Hazret-i İbrahim, İsmail ve İshâk aleyhimüsselâm, bu dua ile -nazardan ve diğer şerlerden- Cenâb-ı Hakk’a sığınırlardı.”
Hoşuna giden bir şey gören kimse, ona bereketle dua etmelidir. Zira tebrik; bereketle dua etmek nazardaki zararı giderir. Hadîs-i şerifte, “Sizden biri kendinde, malında veya kardeşinde hoşuna giden bir şey görürse ona (mâşâallah, Allah mübarek etsin gibi) bereketle dua etsin. Çünkü nazar, haktır.” buyurulmuştur.
Bir şeye bakan kimse, onu beğenip ondaki güzelliği yaratanın Cenâb-ı Hak olduğunu ikrar etmezse, nazar edilen şeyde Cenâb-ı Hak bir sıkıntı, hastalık meydana getirir. Bu illet, o bakan kimsenin gafletle nazar cinayetinin bir âfetidir.
Hâfız Şirâzî demiştir ki: Hikmet ve tecrübe sahipleri, yırtıcı hayvanların karşısında bir şeyler yemeyi hoş görmezler, onların gözlerindeki şerden çekinirlerdi. Zira hayvanların -yemeğe olan hırsları sebebiyle- bu sırada onların içlerinden fenâ bir buhâr yükselir, gözlerinden dışarı dağılır. Bu, her neye karışırsa onu ifsad eder. Bu itibarla kedi yahut köpek gibi bir hayvan varsa ona da meşgul olacakları bir şeyler verirlerdi.
Hicrî: 16 Rebîulâhir 1445 Fazilet Takvim