إِنَّ أَعْرَابِيًّا قَالَ لِرَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَتَى السَّاعَةُ ؟ قَالَ لَهُ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا أَعْدَدْتَ لَهَا ؟ قَالَ: حُبَّ اللهِ وَرَسُولِهِ قَالَ: أَنْتَ مَعَ مَنْ أَحْبَبْتَ. (م)
بر اعرابى، رسول الله أفندمز ( ﷺ) " قيامت نه زمان ( قوباجق ) ؟ ‘‘ ديه صوردى . رسول الله ( ﷺ) ؛’’ سن ، قيامت إيجن نه حظرلادين ؟‘‘ بيوردولر . ( عارابى ) ؛ ’’ الله ورسولنون سوكسنى . ‘‘ دينجه بيغمبريمز ( ﷺ ) ؛ ’’ او حالده سن ، سوديكينله برابرسين .‘‘ بيوردولر . "
Bir a‘râbî, Resûlullah Efendimize (s.a.v.): “Kıyamet ne zaman (kopacak)?” diye sordu. Resûlullah (s.a.v.); “Sen, kıyamet için ne hazırladın?” buyurdular. (A‘râbî); “Allah ve Resûlü’nün sevgisini.” deyince Peygamberimiz (s.a.v.); “O hâlde sen, sevdiğinle berabersin.” buyurdular.
(Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 22 Şaban 1442 Fazilet Takvim
ASHÂB-I KİRÂM’DAKİ PEYGAMBER SEVGİSİ
Mekke müşrikleri, Ashâb-ı Kirâm’dan Zeyd bin Desinne radıyallâhü anh Hazretlerini tutup öldürmek için Harem-i şerîften dışarı çıkardılar. İçlerinden birisi:
“Allâh’ı seviyorsan doğru söyle! Şimdi senin yerinde Muhammed (s.a.v.) olsaydı da onu öldürseydik, sen de evinde çoluk çocuğunun arasında yaşayıp kalsaydın hoşuna gitmez miydi?” dedi.
Hazret-i Zeyd radıyallâhü anh, “Vallâhi, şu anda bulunduğu yerde, Muhammed aleyhisselâm’a acı verecek bir dikenin dokunmasındansa, kendi ölümüme râzı olurum.” diye cevap verdi.
Bunun üzerine içlerinden birisi dedi ki: “Ben, Muhammed’in (s.a.v.) ashabının, onu sevdiği gibi, bir kimsenin diğer bir kimseyi sevdiğini görmedim.”
Ezân-ı Muhammedî’nin okunuşunu rüyasında görüp, Peygamber Efendimize haber veren ve ‘Sâhibü’l-Ezân’ lakabı ile meşhur olan, Ensar’dan Abdullah bin Zeyd (r.a.), tarlada çalışmakta idi. Oğlu gelip kendisine, Fahr-i Kâinat Efendimizin vefat ettiğini haber verince, elini açıp: “Ey Rabbim! Gözümün nurunu sen gider ki, habîbin Muhammed’den başkasını görmeyeyim.” diye dua etti ve duası kabul edildi.
Uhud günü Resûlullah Efendimizin şehit edildiği haberi yayılınca Medîne-i Münevvere’de feryatlar yükseldi. Ensâr’dan bir hanım sahâbî, harp yerine vardı. Kardeşi, oğlu, babası ve kocası şehit olmuşlardı. Hangisine yöneleceğini bilemedi. Bunların her birinin yanına yaklaşıp soruyordu: “Bu kimdir?” Dediler ki; “Bu baban, bu oğlun, bu kardeşin ve bu da kocandır.” Onları bırakıp, “Resûlullah ne hâldedir, nerededir?” diye suâl etti. “İleride.” dediler. Resûlullah Efendimizin yanına varınca, eteğine yapışıp şöyle dedi:
“Anam babam sana fedâ olsun yâ Resûlallah! Sen sıkıntılardan sâlim olduğun zaman, hiçbir musibetten keder duymam.” (radıyallâhü anhüm ecmaîn)
Hicrî: 22 Şaban 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder