قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا رَأَيْتُ مَنْظَرًا قَطُّ إِلَّا وَالْقَبْرُ أَفْظَعُ مِنْهُ. (هـ)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر : قبردن دها دهشت وريجى هجبر مانظره كورمدم . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kabirden daha dehşet verici hiçbir manzara görmedim.”
(Sünen-i ibn-i Mâce)
Hicrî: 04 Ramazan 1442 Fazilet Takvim
KABRİNDEN ÇIKINCA KİŞİYİ AMELİ KARŞILAR
Osmanlı âlimlerinden Şeyhulislâm İbn-i Kemâl Paşa (rah.) demiştir ki: Mümin kul kabrinden çıktığında, gördüğü herşeyden daha güzel ve hoş kokulu bir şey kendisini karşılar. Der ki: “Ben, senin işlemiş olduğun sâlih amelinim. Dünyada nasıl sen beni taşıdı isen, bugün de ben seni taşıyacağım.” Nitekim -meâlen-: “O gün, takva sahiplerini vefd hâlinde Rahmân’ın huzuruna toplayacağız.” (Meryem Sûresi, âyet 85) buyurulmuştur. Vefd, binekli olarak demektir. Peygamberimiz (s.a.v.) de: “Kurbanlarınızı büyüklerinden seçiniz. Zira onlar, sizin, sırât üzerinde bineklerinizdir.” buyurmuşlardır.
Kâfir ise kabrinden çıktığında; onu en çirkin surette ve en pis kokulu bir şey karşılar ve der ki: “Ben, senin kötü amelinim. Dünyada nasıl sen bana yüklendi isen bugün de sen beni taşıyacaksın.” Sonra bu kötü amel, o kimsenin sırtına yüklenir. Nitekim “Onlar, orada yaptığımız kusurlardan dolayı eyvah bizlere, derler. Ve günahlarını sırtlarına yüklenirler. Onların yüklenip taşıdıkları şeyler ne kadar kötüdür!” meâlindeki Enʻâm Sûresi’nin 31. âyet-i celîlesi buna işaret eder. Cenâb-ı Hakk’ın -meâlen-: “O gün insanlar, amelleri kendilerine gösterilmek için dağınık bir hâlde (fırka fırka hesap yerinden) dönerler.” Zilzâl Sûresi’nin, 6. âyet-i celîlesinde bildirilen bu hâldir
.
HİLEKÂRLIĞIN NETİCESİ
İnsanın, sattığı bir malın aybını gizlemesi, ona hile karıştırması ve mal biriktirmeye hırslı olması, rızkında en ufak bir ziyâdeliğe vesîle olmaz. Bilakis bu yaptıkları, rızkını mahveder, bereketini ortadan kaldırır. Onun, bu şekilde uzun zamanda elde ettiği malı, Allâhü Teâlâ bir anda yok ediverir.
Nitekim şöyle anlatılır: Bir sütçü, her gün ineğini sağar, çıkan süte biraz su karıştırıp öyle satarmış. Bir gün şiddetli yağmur sebebiyle sel olmuş ve sütçünün ineği bu selde telef olmuş. Bu hâdise üzerine sütçünün çocuklarından birisi ona, “Şu sel suları, bizim süte karıştırdığımız sulardır. Hepsi toplanıp ineğimizi boğdu.” demiş.
Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Alan ve satan, alışverişe sadık olurlarsa kendileri için bu alışverişleri bereketli kılınır. Şayet hile yapar, yalan söylerlerse alışverişlerindeki bereket kaldırılıverir.”
Hicrî: 04 Ramazan 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder