19 Nisan 2021 Pazartesi

SÜNNETİN DİNİMİZDEKİ EHEMMİYETİ


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:  كُلُّ أُمَّتِي يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ إِلَّا مَنْ أَبَى قَالُوا يَا رَسُولَ اللهِ وَمَنْ يَأْبَى قَالَ مَنْ أَطَاعَنِي دَخَلَ الْجَنَّةَ وَمَنْ عَصَانِي فَقَدْ أَبَى. (خ)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  : بتون أمتم جنته كيرر ، آنجق كرمكدن يوز جويرن مستثنى . ‘’ يارسول الله ، جنته كرمكدن كيم يوز جويريركى ، ده ديلر . بيوردولركى ، " كيم بانه إطاعت أدرسه جنته كيرر ، كيمده بانه عصيان أدرسه جنته كرمكدن يوز جويرمش اولور . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Bütün ümmetim cennete girer, ancak girmekten yüz çeviren müstesna.’ ‘Yâ Resûlallah, cennete girmekten kim yüz çevirir ki!’ dediler. Buyurdular ki, “Kim bana itaat ederse cennete girer, kim de bana isyan ederse cennete girmekten yüz çevirmiş olur.”

(Sahîh-i Buhârî)

Hicrî:   07   Ramazan     1442    Fazilet Takvim

 

SÜNNETİN DİNİMİZDEKİ EHEMMİYETİ

 

Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdular:

Muhakkak sizden biriniz, koltuğuna yaslanmış bir hâldeyken, benim emrettiğim veya nehyettiğim işlerden bir şeyler işittiğinde; ‘Bilmiyorum, biz tâbi olduğumuz Allâh’ın Kitâbında böyle bir şey bulamıyoruz.’ dediğini sakın duymayayım.”

Ashâb-ı Kirâm’dan İmran bin Husayn (r.a.), şefaatten bahsederken yanındaki adamlardan biri: “Ey İmran! Sizler öyle sözler söylüyorsunuz ki biz onlar hakkında Kur’ân-ı Kerîm’de bir delil bulamıyoruz.” dedi. İmrân (r.a.) bunu duyunca çok öfkelendi ve o adama, “Sen Kur’ân-ı Kerîm okur musun?” diye sordu. Adam, “Evet, okurum” deyince, “Sen Kitâb-ı Mübîn’de yatsı namazının (farzının) dört rekât olduğunu, akşam namazının (farzının) üç rekât olduğunu, sabah namazının (farzının) iki rekât olduğunu, öğle namazının (farzının) dört rekât olduğunu ve ikindi namazının (farzının) dört rekât olduğunu bulabildin mi?” O adam, “Hayır, bulamadım.” dedi. İmran (r.a.), “O hâlde kimden öğrendiniz bunları? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Resûlullah Efendimiz (s.a.v.)’den öğrenmedik mi?

Yine siz Kur’ân-ı Kerîm’de, koyunda, sığırda ve dirhemde ne zaman ve ne kadar zekât verileceğini bulabildiniz mi?” diye sordu. O adam tekrar “Hayır, bulamadık.” dedi. Bunun üzerine İmran (r.a.) şöyle buyurdu: “O hâlde kimden öğrendiniz bunları? Bizden öğrenmediniz mi? Biz de Resûlullah Efendimiz (s.a.v.)’den öğrenmedik mi?

Kur’ân-ı Kerîm’de “Ve Beyt-i Atîk’i tavaf etsinler.” meâlindeki (Hac Sûresi’nin 29.) âyet-i kerîmesini biliyor musunuz? Peki, Kitâb-ı Mübîn’de yedi şavtla bir tavaf edin, Makâm-ı İbrahim’in arkasında iki rekât namaz kılın gibi hükümleri bulabildiniz mi? Hazret-i Allâh’ın kitabında buyurduğu, ‘Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasak ettiyse ondan da sakının.’ (Haşr Sûresi, âyet 7) Kavl-i Celîli’ni de mi işitmediniz?

Biz, Resûlullah’tan sizin (aklınızla) bilemeyeceğiniz daha nice ilimler öğrendik. (Onları bizden öğrenin).” dedi.

Hicrî:   07   Ramazan     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder