28 Nisan 2021 Çarşamba

HÂCE MUHAMMED ZÂHİD BEDAHŞÎ (K.S.)

 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:  اَلْمُؤْمِنُ هَيِّنٌ لَيِّنٌ جَوَّادٌ سَمْحٌ لَهُ خُلُقٌ حَسَنٌ وَالْكَافِرُ فَظٌّ غَلِيظٌ لَهُ خُلُقٌ سَيِّئٌ. (فر)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  : مؤمن ، قولايلاشتريجيدر . يوموشاق حويلودر ، جورتدر ، مسامحاكاردر وكوزل آخلاق صاحبيدر . كافر إيسه ، قابادر . قاطى قلبليدر وكوتى آخلاق صاحبى در  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Mümin; kolaylaştırıcıdır, yumuşak huyludur, cömerttir, müsâmahakârdır ve güzel ahlâk sahibidir. Kâfir ise; kabadır, katı kalplidir ve kötü ahlâk sahibidir.”

(Deylemî, Müsnedü’l-Firdevs)

Hicrî:   16   Ramazan     1442    Fazilet Takvim

 

HÂCE MUHAMMED ZÂHİD BEDAHŞÎ (K.S.)

 

Silsile-i Sâdât’ın 19. halkası olan Mevlânâ Muhammed Zâhid Bedahşî kuddise sirruh Hazretleri, Silsile-i Sâdât’ın 17. halkası olan Yakûb-ı Çarhî (k.s.) Hazretlerinin torunudur; kızının oğludur. Aynı zamanda Silsile-i Sâdât’ın 18. halkası olan Hâce Ubeydullâh el-Ahrâr (k.s.) Hazretlerinin talebelerinin büyüklerinden ve onun yanında kabul görmüş kimselerdendir. Şöyle buyurmuştur:

“885 (1480) senesinde, Şeyhimiz Ubeydullah (k.s.) Hazretlerinin sohbetine katılmak ile müşerref oldum. Allâh’a hamdolsun ki on iki sene onun hizmetinde bulundum.”

Hâce Ubeydullâh el-Ahrâr (k.s.) Hazretleri, Hâce Muhammed (k.s.) ile ilk görüşmelerinde ona bir kâğıt vermiş ve kâğıdı iyi muhafaza edip kaybetmemesini tembihlemişti. O kâğıtta şu yazıyordu:

Muhakkak ibadetin hakikati huşu, inkisar ve tazarrudur.

                      Bunların kalpte ortaya çıkmasının yolu, Allâh Sübhânehû ve Teâlâ’nın azametini müşâhede etmektir.

                      Bu saadetin ele geçmesi de Allâhü Teâlâ’ya muhabbete bağlıdır.

                      (Allâhü Teâlâ’ya) muhabbetin ortaya çıkması, Peygamber Efendimize (s.a.v.) tâbi olmaya bağlıdır.

                      Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’e  tâbi olmak ise bunun usûlünü bilmek ile olur.

                      Bunun için din ilimlerinin vârisi olan âlimlere tâbi olmak zarûrîdir.

İlimlerini gösteriş elde etmek ve dünyevî maksatlar için kullanan kötü âlimlerden şiddetle kaçınmak lâzımdır... Yine Ehl-i Sünnet ve Cemâat akîdesinde noksanlığa sebep olacak sözleri, mâhiyeti ne olursa olsun, dinlemekten şiddetle kaçınmak lâzımdır.

İlim tahsili, Resûlullah Efendimize (s.a.v.) uymanın neticesi olan hakîkî ilme erişmek için olmalıdır, vesselâm!”

Hicrî:   16   Ramazan     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder