14 Eylül 2020 Pazartesi

MÛTE MUHÂREBESİ



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا أَحَبَّ أَحَدُكُمْ أَخَاهُ فَلْيُعْلِمْهُ ذَلِكَ. (س)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  سزدن برينز ، دين قردشنى سوديكى زمان بونى اونه بلديرسين   . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Sizden biriniz, din kardeşini sevdiği zaman bunu ona bildirsin.

(Nesâî, Sünen-i Kübrâ)

       Hicrî:   26    Muharrem    1442  Fazilet Takvim     

 

 MÛTE MUHÂREBESİ

 

Mûte Harbi, hicretin sekizinci senesinde meydana gelmiştir. Resûl-i Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz, Busra vâlisine, Hâris bin Umeyr (r.a.) ile bir mektub-ı şerîf göndermişti. Hâris (r.a.), Şam diyarında Mûte denilen mahalle varınca, elçi olduğu bilindiği halde Rum Kayseri’nin kumandanlarından Şurahbil tarafından şehid edildi. Bu hâdiseden sonra Şurahbil üzerine üç bin kişilik bir İslâm ordusu gönderildi. Vâdi’l-Kurâ’da düşman ile savaş yapıldı. İlk karşılaşmada düşman bozguna uğratıldı. İslâm ordusu, Maan denilen yere vardı. Kayser’in yüz bin neferden fazla bir ordu çıkardığı işitildi; fakat İslâm ordusu geri dönmeyip Mûte’ye kadar yürüdü, bu mevkîde şiddetli bir harbe tutuştular.
Mûte Savaşı’nda, İslâm sancağını tutan Zeyd bin Hârise (r.a.), sonra Câfer bin Ebû Tâlib (r.a.), daha sonra Abdullah bin Revâha (r.a.) Hazretleri şehid düştüler. Nihayet, orada bulunan -Seyfullah (Allâh’ın kılıcı) lakabıyla meşhur-  Hâlid bin Velid (r.a.) İslâm askerini bir araya topladı, o gün muvaffakiyetle harp etti. Ertesi gün, ordunun iki kolunun yerlerini değiştirdi ve yine arslanca harbe başladı. Müslümanlara yardım gelmiş zanneden düşmanın gözü yıldı ve nihayet düşman ordusu bozulup geri çekildi. Hz. Hâlid de İslâm ordusu ile Medîne-i Münevvere’ye döndü.
Müslümanların, Romalılar ile yaptıkları ilk harp, Mûte Muharebesi’dir. Bu savaşta üç bin Müslüman, yüz bin Rum’a galip gelmişti ki bu, Ashâb-ı Kirâm’ın ne kadar yüksek manevî bir kuvvete sahip olduklarını isbât eder.
Bu harp Mûte’de cereyan ederken, Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) harp sahasında neler olduğunu görüp biliyor, İslâm sancaktarlarının şehid düştüklerini mübarek gözlerinden yaşlar akarak ashâbına haber veriyordu. Hazret-i Cafer’e (r. a.), kesilen iki koluna bedel taraf-ı ilâhîden iki kanat verildiğini de beyân buyurdu. Bu cihetle bu muhterem şehide Allâhü Teâlâ tarafından Cafer-i Tayyâr denilmiştir.
Allâhü Teâlâ bütün Ashâb-ı Kirâm’dan razı olsun, âmin!

        Hicrî:   26    Muharrem    1442  Fazilet Takvim     

 

 

  SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder