7 Eylül 2020 Pazartesi

HİKMETLİ SÖZLER



 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَيْسَ أَحَدٌ أَفْضَلَ عِنْدَ اللهِ مَنْزِلَةً مِنْ مُؤْمِنٍ عَمَّرَهُ اللهُ فِى الْإِسْلَامِ. (جامع الاصول)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  الله تعالى،نك إحسان أتديكى اوزون عمرى ، إسلام اوغرونده كجيرن مؤمندن ، دره جه باقمندان الله عندنده دها اؤستون هجبر كمسه يوقدر   . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Allâhü Teâlâ’nın ihsan ettiği uzun ömrü, İslam uğrunda geçiren müminden, derece bakımından Allah indinde daha üstün hiçbir kimse yoktur.”

(İbnü’l-Esîr, Câmiu’l-Usûl)

      Hicrî:   19    Muharrem    1442  Fazilet Takvim    

 

 HİKMETLİ SÖZLER

 

Kur’ân-ı Kerîm’e kim çok saygı gösterirse, hürmet ederse Kur’ân-ı Kerîm ilminden en çok istifâde edecek kişi odur…
Bir insana verilebilecek en büyük nimet, diğer insanların manevî terbiyesine, hidâyetine ve irşâdına vesîle olabilmektir. Bundan daha üstün bir vazîfe yoktur.
Muvaffakiyet, birlik beraberlikle olur. Maddede birlik beraberlik olmaz. Mânâda birlik beraberlik olur.
Maddî hastalıklar var; bir de manevî hastalıklar var. Maddeten hasta olan bir insanı ilaçsız, tedâvisiz kendi hâline bırakırsanız ne olur? Ya hastalığı devam eder,  artar veya daha kötüsü olur, ölür. Kalp de böyle işte… Eğer bir kalp üç gün ilim ve hikmetsiz kalırsa çok büyük zarar görür veya -Allah korusun- o kalp ölür.
Öyle bir devir geldi ki herkes kendine göre bir din anlayışı çıkarıyor. Kitap, Sünnet, İcmâ-ı Ümmet, Kıyâs-ı Fukahâ ve Ehl-i Sünnet akîdesi öğretilmediği takdirde herkes, her akıl, nefs-i emmâre onlara yol gösterip, herkesin İslâmiyet’ten farklı bir şey almasına sebep olur…
Cenâb-ı Hak, (Yûnus Sûresi’nin 7. âyetinde) âhiret hayatından bahsediyor. Onlar âhiretten haberleri olmadığı için dünyaya razı oldular ve daha da kötüsü kalpleri o dünyalık şeylerle tatmin oldu… Îman kalplerine giren insanların en güzel tarafı, dünya ve maddî şeylerle, makam ve mevkî ile tatmin olamamalarıdır.
İbâdet çok kıymetli; ama helâl lokma olmadan ibâdet, doğruluk, dürüstlük nasıl olur? İnsanların şirâzeden çıkmasının, istikâmetlerini şaşırmasının sebeplerinin başında helâl lokma (yiyememeleri) geliyor.
Senenin tamamında yapılan ibâdetler, îmânı muhâfaza etmek içindir. Îmânı muhâfaza etmek; ‘iki parmak arasında suyu tutmak’ gibidir. Bu da ancak Hazret-i Allâh’ın muvaffak kılmasıyla mümkündür. Burada bizi kurtaracak olan farzlar, vâcipler, sünnetler, müstehaplar, sadaka-ı fıtır, öşür, kul hakkına dikkat... Îmânı muhâfaza etmek için bu ibâdetlerin tamamını yapmak lâzımdır.

   Hicrî:   19    Muharrem    1442  Fazilet Takvim    

 

 

 SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder