27 Eylül 2020 Pazar

NAMAZ DÎNİN DİREĞİDİR”


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: صَلَاةُ الْجَمَاعَةِ أَفْضَلُ مِنْ صَلَاةِ الْفَذِّ بِسَبْعٍ وَعِشْرِينَ دَرَجَةً. (ق)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  جماعتله قلنان نماز ، يالنز قلنان نمازدن يرمى يدى دره جه دها فضيلتلى در  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Cemâatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece daha fazîletlidir.”

(Müttefekun Aleyh; Sahîh-i Buhârî ve Müslim)

Hicrî:   10    Safer     1442    Fazilet Takvim       

 

 “NAMAZ DÎNİN DİREĞİDİR”

 

Kur’ân-ı Kerîm’de namaz hakkında “yüsallûne” veya “sallû” (Namazı kılarlar veya kılınız) fiillerinden ziyade “Ve yukîmûne’s-salâte, ve ekîmü’s-salâte, hâfizû ale’s-salevâti” (Namazı dosdoğru ikâme ediniz, namazı ikâme ediniz, namazları muhâfaza ediniz) buyurulması dikkate şâyândır.

İkâme, kaldırıp dikmek veya düzeltip doğrultmak veya devam ettirmek veya ihtimam ile kılmak manalarına gelir.

Evvelâ dikmek veya doğrultmak manalarını düşünelim. Bu, bize “Namaz dinin direğidir” hadîs-i şerîfini hatırlatır. Bu hadîste din, yüksek bir binaya benzetiliyor ve namaz o binanın direği gösteriliyor ki iman da bu binanın temelidir. Bu âyette de namaz, cemâatle kaldırılabilecek büyük bir direğe benzetiliyor ve onun güzelce dikilmesi veya doğrultulması ile o yüksek dîn binâsının inşa ve muhafaza edilmesine işaret olunuyor. Bir de bu binanın ileride beyan olunacak erkân ve diğer şubeleri ve süslemelerinin bulunduğuna işaret buyuruluyor. Binâenaleyh namaz kılarlar demekle namazı ikâme ederler demek arasında ne büyük fark vardır. Gerçekten, din gayet büyük ve kudsî bir binadır. Bu binanın kerestesi, malzemeleri, şekli ve planı yani şerîat bizzat Allâhü Teâlâ’ya âittir. Bunun Hz. Allâh’ın koyduğu esaslara uygun olarak inşası, kurulup meydana gelmesi ve içinde saadetle yaşanması da insanlara aittir.

Temsilen diyebiliriz ki bu binanın mimarı Allâhü Teâlâ, baş kalfası Peygamber Efendimiz (s.a.v.), amelesi ümmettir. Bu binanın temeli, kalplerin derinliklerinde atılacak ve ağızlardan taşacak, direği ferdî namazlarla hazırlanacak ve cemâat ile meydana dikilecek, sonra üzerine diğer kısımları inşa edilecektir. Fakat şurası unutulmayacaktır ki bu bina donuk değil canlıdır. Bu, selef tarafından bir kere yapılmış olmakla sonradan gelenler, yalnız bunun içinde oturup kalacak değillerdir. O, canlı bir bünye gibi her gün yapılıp işletilecek, her gün inkişâfına hizmet edilecektir. Bu bina ve direk benzetmesi bize İslâm’ın içtimâî (sosyal) vaziyetini ve bu vaziyette namazın ehemmiyetli mevkiini anlatıyor. Hakîkaten namazı cemâatle kılmak, İslâm’ın içtimâî hayatının direğidir ve namazı cemâatle kılmak ve kıldırmak o direği dikmektir. Münferiden kılınan (sünnet ve nâfile) namazlar da bu direğin hazırlanmasıdır. (Elmalılı, Hak Dîni Kur’an Dili Tefsiri, Fazilet Neş.)

Hicrî:   10    Safer     1442    Fazilet Takvim       

 

 

    SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder