21 Eylül 2020 Pazartesi

EMÂNET VE EMNİYET



 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَدِّ الْأَمَانَةَ إِلَى مَنِ ائْتَمَنَكَ وَلَا تَخُنْ مَنْ خَانَكَ. (د)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  ساكا أمانت وره نك أمانتنى صاحبنه تسليم أت ، صنه خيانت أدنه سن خيانت أتمه   . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Sana emânet verenin emânetini sahibine teslim et, sana hıyânet edene sen hıyânet etme.”

(Sünen-i Ebû Dâvûd)

         Hicrî:   04    Safer     1442  Fazilet Takvim       

 

 EMÂNET VE EMNİYET

 

Emânete riâyet büyük bir fazîlettir. Binaenaleyh insan; emin, güvenilir olmalıdır. Emânete hıyânet edenler, hâin olanlar ise bu kötü hâlin cezasını er geç görürler. İnsanlar, Allâh’a ve kullara karşı emânetlerini ne kadar güzel muhâfaza ederler ve emânete ne derece riâyet edebilirlerse o nisbette kıymet ve iyiliklerini, doğruluklarını artırmış bulunurlar.
Emânetler; gerek Allâh’a ait haklara ve gerek kullara ait haklara, diğer tâbirle gerek umûmî ve gerek husûsî hakların hepsine şâmildir.
Emniyet (itimad) ise, şehirlerin mâmur olmasının ölçüsü ve insanların refâhının baş sermayesidir. Emniyet olmayan bir memleket, zâhirde ne kadar mâmur ve süslenmiş olursa olsun hakîkatte harâbdır. Mal, can ve ırzda emniyetin yok olması insanlık âleminin başlıca düşmanıdır. Emniyetsizlik yüz gösterince dostluk ve insaf yok olur.
Vaktiyle İstanbul’da, Bahçekapısı’ndan Zindankapısı’na varıncaya kadar Müslümanların bakkal, dükkân ve mağazaları vardı. Bunların muâmelelerinde, alış verişlerinde ve sâirede emniyete muhâlif bir hâl ve hareketleri görülmez, aralarında bir anlaşmazlık ve davaları olmazdı.
Her sene, Ramazân-ı şerîfe on-on beş gün kaldığında dükkânlarına mürâcaat eden fakirlerden, bir kilodan aşağı erzak için para almazlar ve birbirlerine hürmet ve riâyette kusûr etmezlerdi. İçlerinde dirhem, terâzî ve sâirede küçük bir hîlesi görünen kalfa ve çıraklarını derhal cezalandırırlar, îcâbında meslekten men ederlerdi. Sabahleyin birine bir müşteri geldiğinde eğer kendisi siftah etmiş ise “İstediğiniz şeyin daha iyisi şu karşıki dükkânda bulunur” diyerek müşteriyi henüz siftah etmemiş komşularına gönderirlerdi. Bu zâtların o güzel halleri ne kadar övülse azdır.
Bunlar, hep doğruluk ve emniyet sayesinde idi. Sonra yerlerine gelenler emniyeti suistimal ettikleri için işleri bozulup hepsi perişan oldular. İşte emniyeti muhâfaza edememenin ve suistimalin netîcesinin ne olacağına bu büyük bir numûnedir. İbret alan aldanmaz.

          Hicrî:   04    Safer     1442  Fazilet Takvim       

 

 

  SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder