قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا تَزَالُ هَذِهِ الْأُمَّةُ
بِخَيْرٍ مَا عَظَّمُوا هَذِهِ الْحُرْمَةَ حَقَّ تَعْظِيمِهَا فَإِذَا ضَيَّعُوا
ذَلِكَ هَلَكُوا. (هـ)
رسول
الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ،: " بو
أمت كعبهء معظمايه ( و إسلاميك بتون مقدساتنه ) حقى إيله تعظيم ( حرمت ) أتدكلرى
مدتجه خيرده دائم اولورلر . بونى إحمال ( و ) ظاي أتدكلرى زمان هلاك اولورلر ."
Resûlullah Efendimiz
sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Bu ümmet Kâbe-i Muazzama’ya (ve
İslâm’ın bütün mukaddesâtına) hakkıyla tazîm (hürmet) ettikleri müddetçe
hayırda dâim olurlar. Bunu (ihmal ve) zâyi ettikleri zaman helâk olurlar.”
(Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 03 Zilkade 1441 Fazilet
Takvimi
HACCIN HİKMETİ
Allâhü Teâlâ, Hz. Âdem’e (a.s.): “Ey Âdem! Benim için yeryüzünde, gökteki beytimin hizâsında bir beyt yap ki melekler Beyt-i Mâmûr’un etrafında tavaf ettikleri gibi, sen ve evlatların da onun etrafında tavaf ederek bana ibâdet ediniz.” buyurdu.
Âdem Aleyhisselâm, Mekke’ye gidip Beytullâh’ı inşa etti. Sonra Cenâb-ı Hakk’a şöyle yalvardı: “Yâ Rabbi! Şüphesiz her çalışanın bir ücreti vardır, benim de bir ücretim vardır.” Allâhü Teâlâ da: “Evet, vardır. Dile benden ne dilersen.” buyurdu.
Hz. Âdem: “Yâ Rabbi! Beni tekrar cennete gönder.” dedi. Allâhü Teâlâ: “Bu, senin için (âhirette) gerçekleşecektir.” buyurdu. Hz. Âdem: “Yâ Rabbi! Ben hatalarımı îtiraf ettiğim gibi, zürriyetimden günahlarını îtiraf edip sana yalvararak bu Beyt’i (Ka’be’yi) tavaf edenleri de affetmeni istiyorum.” dedi. Cenâb-ı Allah: “Ey Âdem! Ben seni affettim. Senin zürriyetinden, bu Beyt’i ziyâret edip günahlarından tevbe edenleri de affettim.” buyurdu.
Nûh Tufanı’ndan İbrâhim (a.s.) zamanına kadar Ka’be-i Muazzama’nın yeri belirsiz kaldı. Allâhü Teâlâ, Hz. İbrâhim’e, Ka’be’yi inşâ ve insanları hacca davet etmesini emir buyurdu.
İbrâhim (a.s.), “Yâ Rabbi! Buna sesim yetmez.” dedi. Allâhü Teâlâ: “Sen davet et, duyurmak bize âittir.” buyurdu. Bunun üzerine Hz. İbrâhim, Makâm-ı İbrâhim’in üzerine çıkıp baktı ve bütün yeryüzünü, dağları, taşları, ovaları, kara ve denizleri, insan ve cinleri hepsini önünde toplanmış gördü. İki parmağını kulaklarına koyarak doğuya, batıya, kuzey ve güneye doğru dönerek şöyle seslendi:
“Ey insanlar! Beytü’l-Atîk’i (Ka’be’yi) ziyâret etmek sizlere farz kılındı, Rabbinizin dâvetine icâbet edin, gelin.”
İbrâhim (a.s.) zamanından günümüze kadar haccetmeye muvaffak olanlar, onun bu dâvetine “Lebbeyk Lebbeyk!” diyenlerdir. Bir kimse o vakit İbrâhim Aleyhisselâm’ın davetine kaç kere “Lebbeyk” diyerek cevap vermişse ona o kadar haccetmek nasib olur. (Lebbeyk: ‘Emrine âmâdeyim’ demektir.)
Hicrî: 03 Zilkade 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder