1 Haziran 2020 Pazartesi

NAMAZ



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ حَافَظَ عَلَى الصَّلَوَاتِ الْخَمْسِ عَلَى وُضُوئِهَا وَمَوَاقِيتِهَا وَرُكُوعِهَا وَسُجُودِهَا يَرَاهَا حَقًّا لِلهِ عَلَيْهِ حُرِّمَ عَلَى النَّارِ. (حم)
رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر   ،:  "  كيم أؤزرنده اللهيك بر حقى اولديغونه إنانارق عبدستنه ، وقتلرينه ، ركوعنه و سجدسينه رعايت أدرك بش وقيت نماز قلمايه دوام أدرسه او كمسه جهنمه حرام قلنر  ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kim üzerinde Allâh’ın bir hakkı olduğuna inanarak abdestine, vakitlerine, rükûuna ve secdesine riâyet ederek beş vakit namazı kılmaya devam ederse o kimse cehenneme haram kılınır.
(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Hicrî:   09  Şevval  1441  Fazilet Takvimi

NAMAZ


Namaz, dînin direğidir. Cenâb-ı Hakk’a yaklaştıran ibâdetlerin en başında gelir. Namaz, kalbi günah kirlerinden temizler. Namaz, kulun Cenâb-ı Hakk’a münâcât ve kulluğunu arz mahallidir.
Namaz, îmandan sonra edâsı zarûrî olan ilk ibâdettir. Namazda zâhirî ve bâtınî nimetlere şükür vardır. Çünkü onda hem âzâların hem de kalbin ameli vardır. Allâhü Teâlâ’ya tazîmin her türlüsü namazın içinde mevcuttur.
Bakara Sûresi’nin 3. âyet-i kerîmesinde (meâlen): “O muttakîler ki gaybe inanırlar, namazı da doğruca kılarlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden de infakta bulunurlar.” buyurulduğu gibi hadîs-i şerîfte de şöyle buyurulmuştur: “İslâm beş şey üzerine bina olunmuştur: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in (s.a.v.) Allâh’ın kulu ve resûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek, Ramazan orucunu tutmak.” 
(Sahîh-i Buhârî)
Namaz, ibâdetlerin en fazîletlisidir; “Îmandan sonra hangi amel efdaldir?” suâline, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) cevaben, “Vaktinde kılınan namaz.” buyurmuşlardır. (Sahîh-i Buhârî)
Namazın farz ve beş vakit olduğu; Kitap, Sünnet ve İcmâ-ı Ümmet ile sabittir. Kur’ân-ı Kerîm’de (meâlen): “Namazı kılınız” (Bakara Sûresi, âyet 43) buyrulduğu gibi; “Namazlara ve orta namaza devam ediniz. Ve Allah için onu zikredenlerden olarak, kıyamda bulununuz.” (Bakara Sûresi, âyet 238) buyurulmuştur. Hadîs-i şerîfte ise; “Muhakkak ki Hazret-i Allah, her erkek ve kadın Müslüman üzerine, bir gün ve gecesinde beş vakit namazı farz kılmıştır.” buyurulmuştur. Beş vakit namazın farziyetine dair İcmâ-ı Ümmet de vardır. Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) zamanından bugüne kadar kimse namazı red ve inkâr etmemiş, farz olduğuna icmâ ve ittifak edilegelmiştir. Beş vakit namazın farz olduğunu inkâr eden, küfre nisbet olunur. 
(Nimet-i İslam)
Hicrî:   09  Şevval  1441  Fazilet Takvimi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder