قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: وَمَنْ أُعْطِيَ الْقُرْآنَ
فَظَنَّ أَنَّ أَحَدًا أُعْطِيَ أَفْضَلَ مِمَّا أُعْطِيَ فَقَدْ حَقَّرَ مَا
عَظَّمَ اللهُ. (هب)
رسول
الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ،: " هر
كيمه قرآنى كريم وريلرده او كمسه كنديسينه وريلن شيدن دها فضيلتلسنيك باشقاسينه
ورلديكينه إنانرسه ، الله تعالى نيك تعظيم أتديكى شىء تحقير أتمش اولور ."
Resûlullah Efendimiz
sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Her kime Kur’ân-ı Kerîm verilir de o
kimse kendisine verilen şeyden daha fazîletlisinin başkasına verildiğine
inanırsa, Allâhü Teâlâ’nın tazîm ettiği şeyi tahkîr etmiş olur.”
(Beyhakî, Şuabü’l-Îman)
Hicrî: 04 Zilkade 1441 Fazilet
Takvimi
OKUMAYA ÖMÜR YETMEYEN ESERLER YAZMAK
Büyük tefsir ve hadîs âlimi İbn-i Cerîr et-Taberî (rah.), ömrünün son zamanlarında inzivâya çekilmiş, husûsî dostlarından başka kimseyle görüşmemeye başlamıştı.
O kadar muazzam eserlerini yazma imkânını, bu inzivâ sayesinde elde edebilmiştir. Yazmış olduğu kitapların sayfaları, kendisinin âkıl-bâliğ zamanından vefâtı târihine kadar olan günlere taksîm edilmiş, her güne on dört sayfa isâbet etmiştir.
Bu azimkâr âlimin ilmindeki vüs’ate (genişliğe), zâtındaki gayret ve himmete bakınız ki, kendisinden ilim ve irfan tahsil eden talebelerine hitâben:
“Size bir tefsir ve bir târih (kitabı) yazacak olsam hoşunuza gider mi? Bundan memnun olur musunuz?” diye sorar. Onlar da bu eserlerin kaç sayfadan müteşekkil olacağını sorarlar. Otuz biner sayfadan ibâret olabileceğini haber aldıklarında, böyle mufassal eserleri okumaya ömürlerinin kifâyet edemeyeceğini söylerler. Bunun üzerine o koca âlim, yalnız üçer bin sayfalık bir tefsîr ile bir târih kitabı yazar, “İnnâ lillâh… gayret ve himmet ölmüş.” diye teessüfünü izhârdan da kendisini alamaz.
O kadar muazzam eserlerini yazma imkânını, bu inzivâ sayesinde elde edebilmiştir. Yazmış olduğu kitapların sayfaları, kendisinin âkıl-bâliğ zamanından vefâtı târihine kadar olan günlere taksîm edilmiş, her güne on dört sayfa isâbet etmiştir.
Bu azimkâr âlimin ilmindeki vüs’ate (genişliğe), zâtındaki gayret ve himmete bakınız ki, kendisinden ilim ve irfan tahsil eden talebelerine hitâben:
“Size bir tefsir ve bir târih (kitabı) yazacak olsam hoşunuza gider mi? Bundan memnun olur musunuz?” diye sorar. Onlar da bu eserlerin kaç sayfadan müteşekkil olacağını sorarlar. Otuz biner sayfadan ibâret olabileceğini haber aldıklarında, böyle mufassal eserleri okumaya ömürlerinin kifâyet edemeyeceğini söylerler. Bunun üzerine o koca âlim, yalnız üçer bin sayfalık bir tefsîr ile bir târih kitabı yazar, “İnnâ lillâh… gayret ve himmet ölmüş.” diye teessüfünü izhârdan da kendisini alamaz.
SULTANIN, PEYGAMBERİMİZE HÜRMETİ
Sultan Abdülmecîd Han zamanında, Mescid-i Nebevî ve Ravza-i Mutahhara’ya, on sene süren, etraflı bir tamirat yapıldı. Bu vesîle ile İstanbul’dan gayet kıymetli levhalar, avizeler, kitaplar, eşsiz güzellikte bazı hediyeler ve nefis dokumalar gönderilmişti.
Sultan Abdülmecîd Han’ın gözü, bu eşyâ arasından bir levhaya tesâdüf etti. Levhada, “Şâh-ı şâhân-ı cihân Abdülmecîd” yazılı idi ki “Dünya sultanlar sultanı Abdülmecîd” demektir.
Sultan, “Ben kimim ki Nebîler Sultânı’nın makâmında böyle bir vasıfla yâd olunayım” deyip derhal yerine irticâlen o vezin ve kâfiyede söylemiş olduğu “Çâker-i Fahr-i Rusûl Abdülmecîd” mısrasının yazılmasını emretti ki “Bütün peygamberlerin iftihâr ettiği Resûlullâh’ın kölesi” demek olur.
Sultan Abdülmecîd Han’ın gözü, bu eşyâ arasından bir levhaya tesâdüf etti. Levhada, “Şâh-ı şâhân-ı cihân Abdülmecîd” yazılı idi ki “Dünya sultanlar sultanı Abdülmecîd” demektir.
Sultan, “Ben kimim ki Nebîler Sultânı’nın makâmında böyle bir vasıfla yâd olunayım” deyip derhal yerine irticâlen o vezin ve kâfiyede söylemiş olduğu “Çâker-i Fahr-i Rusûl Abdülmecîd” mısrasının yazılmasını emretti ki “Bütün peygamberlerin iftihâr ettiği Resûlullâh’ın kölesi” demek olur.
Hicrî: 04 Zilkade 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder