17 Haziran 2020 Çarşamba

ALLÂH’IM, HAZRET-İ OSMAN’DAN RAZI OL




قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّكَ لَمْ تَزَلْ سَالِمًا مَا سَكَتَّ فَإِذَا تَكَلَّمْتَ كُتِبَ لَكَ أَوْ عَلَيْكَ. (طب)
رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر   ،:  "  محقق سن ( بوش و لزومسوز سوزلردن ) سكوت أتديكى متدتجه دائما سلامتده اولورسون . قونوشتوغون زمان إيسه كلاميك يا لهنه يازيلر يا عليهنه  ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak sen, (boş ve lüzumsuz sözlerden) sükût ettiğin müddetçe dâimâ selâmette olursun. Konuştuğun zaman ise kelâmın ya lehine yazılır ya aleyhine.
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Hicrî:   24 Şevval  1441  Fazilet Takvimi

ALLÂH’IM, HAZRET-İ OSMAN’DAN RAZI OL


Hz. Âişe (r. anhâ) şöyle anlattı: “Muhammed Aleyhisselâm’ın ehl-i beyti dört günden beri neredeyse hiçbir şey yememişti, hatta küçük çocuklar açlıktan ağlıyorlardı. Peygamberimiz (s.a.v.) yanımıza geldi ve ‘Ey Âişe, ben gittikten sonra herhangi bir şey geldi mi?’ diye suâl ettiler. Cevaben: ‘Hz. Allah, senin elinle göndermez ise nereden gelebilir ki, Yâ Resûlallâh?’ dedim. Peygamberimiz (s.a.v.) abdest aldı, evden çıktı. Mescidin farklı yerlerinde namaz kılıp duâ ediyordu.
Akşama doğru Osman (r.a.) geldi, izin istedi ben de hemen perdenin arkasına geçtim. Kendi kendime, ‘O, Müslümanların içerisindeki büyük (zengin) zâtlardandır. Umulur ki Hz. Allah, bir hayırda bulunması için onu buraya göndermiştir.’ dedim. Ona izin verdim.  İçeri girince, ‘Ey müminlerin annesi! Resûlullah nerede?’ diye sordu. Dedim ki: ‘Ey Osman! Âl-i Muhammed dört gündür hiçbir şey yemedi. Az önce Peygamberimiz (s.a.v.) karnı içine çökmüş bir hâlde geldi. Sana söylediğimi ona da söyledim.’ Hz. Osman (r.a.) ağlamaya başladı ve: ‘Şu dünyadan nefret ediyorum. Ey müminlerin annesi, ben bunu bilmiyordum. Eğer böyle bir şey tekrar olursa bana, Abdurrahman bin Avf’a, Sâbit bin Kays’a ve bunlar gibi Müslümanların zengin olanlarına hatırlatın.’ dedi ve çıktı.
Hz. Osman (r.a.) bir müddet sonra, yüklü miktarda un, buğday, hurma ve üç yüz dirhem gönderdi. Çokça ekmek ve et getirdi, ‘Bunlar sizin açlığınızı yatıştırır. Siz bunlardan yiyiniz. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) gelince ona da hazırlayınız.’ dedi. Sonra, böyle bir şey bir daha olursa kendisine bildirilmesine dair benden yemin aldı. Bir müddet sonra Peygamberimiz (s.a.v.) içeriye girdiler ve ‘Ben gittikten sonra size herhangi bir şey geldi mi?’ diye suâl ettiler. Ben, ‘Evet, yâ Resûlallah! Ben biliyordum ki sen evden çıktıktan sonra Hz. Allâh’a duâ ettin. Ve yine bilirim ki Hz. Allah, senin isteğini geri çevirmez.’ dedim. Peygamberimiz (s.a.v.) ‘Ne geldi?’ diye suâl buyurdular. Şu kadar un, buğday, hurma ve üç yüz dirhem geldi.’ dedim. Fahr-i Kâinat Efendimiz ‘Kimden?’ diye suâl buyurdular. Ben de Osman bin Affan’ın (r.a.) söylediklerini anlattım.
Peygamberimiz (s.a.v.) daha hiç oturmadan mescide gitti. Ellerini kaldırdı ve ‘Yâ Rabbi, ben Osman’dan râzıyım, ben Osman’dan râzıyım, ben Osman’dan râzıyım. Sen de ondan râzı ol, yâ Rabbi!’ diye duâ buyurdular.”
Hicrî:   24 Şevval  1441  Fazilet Takvimi



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder