RÜYÂYI ANLATMAK VE TÂBİR ETTİRMEK

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا رَأَى أَحَدُكُمُ الرُّؤْيَا يُحِبُّهَا فَإِنَّهَا مِنَ اللهِ فَلْيَحْمَدِ اللهَ عَلَيْهَا وَلْيُحَدِّثْ بِهَا.(خ)

رسول الله  أفندمز  ( صلى الله عليه وسلم )  بويوردولر   :"  سزدن برينز حوشونه كيدن بر رؤيا كورورسه محقق او الله تعالى دان در . بو رؤياسى اؤزرينه الله تعالى يه حمد أتسين و رؤياسنى باشقاسينه ده آنلاتسين ."

Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Sizden biriniz hoşuna giden bir rüyâ görürse muhakkak o Allâhü Teâlâ’dandır. Bu rüyâsı üzerine Allâhü Teâlâ’ya hamdetsin ve rüyâsını başkasına da anlatsın.”
(Sahîh-i Buhârî)

Hicrî:   01   Rabiulevvel   1440  Fazilet Takvimi 

RÜYÂYI ANLATMAK VE TÂBİR ETTİRMEK

Gördüğü rüyâyı bir âlime veya herkesin iyiliğini isteyen sâlih kimseye anlatmak sünnettir. Ama gördüğü her rüyâyı anlatmamalıdır. Çünkü ona şeytan karışmış olabilir. Kötü bir rüyâ görünce şeytanı tard ve tahkir için sol tarafına üç defa tükürür gibi “tuh” denmelidir. Sonra gördüğü şeyin şerrinden üç defa Allâhü Teâlâ’ya sığınmalı ve öbür tarafına dönmelidir. Böylece Allâhü Teâlâ, gelecek şerri o kişiden geri çeviriverir.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) “Sâlih bir kimsenin gördüğü güzel rüyâ, peygamberliğin kırk altı parçasından bir parçadır.” buyurmuştur.
Diğer bir hadîs-i şerîflerinde de “En doğru rüyâ, seher vakitlerinde görülen rüyâdır.” buyurmuştur.
Rüyâyı tabir edecek kişi, görülen rüyâ korkunç dahi olsa onu en güzel şekilde tâbir etmelidir. “Hayrını göresin, şerrinden korunasın.” demelidir.
Korkunç rüyâlar görmemek için en güzel yol Muhammed bin Sîrîn’in (r.a.) şu tavsiyesidir: “Uyanıkken Allâhü Teâlâ’dan kork ve rüyada gördüklerine de aldırma.” (Tecrîd-i Sarih terc.; İslâm Ahlâkı ve Âdâbı)

KARINCALARA MERHAMET

Bayezîd-i Bestâmî (k.s.) Hazretleri bir gün Hicaz’dan dönerken Hemedân şehrinden, elbise boyamak için kullanılan usfur tohumu aldı. Bistâm’a geldiğinde tohumların içinde karıncaların olduğunu gördü.
Karıncalara şefkat ve merhametinden, onları yuvalarından ayırmamak için karıncalarla beraber tohumları alıp tekrar Hemedân’a gitti ve tohumları aldığı yere iâde etti.
(Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye)

Hicrî:   01   Rabiulevvel   1440  Fazilet Takvimi 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"