15 Kasım 2018 Perşembe

İMTİSAL NUMÛNESİ PEYGAMBER EFENDİMİZ-1




قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إنَّ مَثَلَ مَا بَعَثَنِيَ اللهُ بِهِ مِنَ الْهُدَى وَالْعِلْمِ كَمَثَلِ غَيْثٍ أَصَابَ أرْضًا. (ن)
رسول الله  أفندمز  ( صلى الله عليه وسلم )  بويوردولر   :محقق الله تعالى نيك بنمله كوندرمش اولديغى هدايت و علمين حالى ، يريوزونه ياغان ياغمورون حال كبى در ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak Allâhü Teâlâ’nın benimle göndermiş olduğu hidâyet ve ilmin hâli, yeryüzüne yağan yağmurun hâli gibidir…”
(Sünen-i Nesâî)
Hicrî:   07   Rabiulevvel   1440  Fazilet Takvimi 

İMTİSAL NUMÛNESİ PEYGAMBER EFENDİMİZ-1

Allâhü Teâlâ, Resûlullah Efendimizi (s.a.v.) en güzel ahlâk ile süslemiş ve âyet-i kerîmede (meâlen) “(Ey Habîbim) Şüphe yok ki sen pek büyük bir ahlâk üzeresin.” (Kalem Sûresi, âyet 4) buyurmuştur.
Resûlullah (sallallâhü aleyhi ve sellem) insanların en halîmi (yumuşak huylusu), en şecâatlisi, en âdili, en çok affedeni, en cömerdi idi. Yanında ne bir dirhem, ne bir dînar asla bekletmezdi. Şayet verecek kimse bulamasa ve gece vakti de girmiş olsa, onları ihtiyaç sahibi birine vermeden asla evine girmezdi. Bir şey istense asla “Hayır” deyip geri çevirmezdi. Eğer yanlarında bir şey bulunmazsa ya ödünç alarak verir veyahut “Yarın gel!” gibi bir şey derdi.
Safvân bin Ümeyye, Huneyn Harbi’nde ganîmet mallarından bir vadide toplanmış olan yüz deveyi görüp “Ne güzel develer!” deyince Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) “Öyle ise onlar senin olsun” deyip bu yüz deveyi Safvan’a bağışlamıştı. Safvan bu lütfu görünce: “Bu kadar cömertlik ve kerem ancak peygamberlerde bulunur.” diyerek hemen Müslüman olmuştur.
İnsanlar arasında en mütevâzi, tabîati çok yumuşak, arkadaşlığı en kıymetli, en hayâlısı idi. Sözü hiç uzatmadan gayet fasih ve belîğ söylerdi. Bir yudum süt bile olsa hediyeyi kabul eder, karşılığında daha fazlasını hediye ederdi.
Hediyeden yer fakat sadakadan yemezdi. Kendi nefsi için değil yalnız Allah için gazablanır, zararı kendisine dokunacak olsa bile hakkı ve adâleti yerine getirirdi.
İşitenler ezberlesin diye gayet açık ve yavaş konuşurdu. İyice anlaşılsın diye bazı kelimeleri üç defa tekrar ederdi. Daima tefekkür hâlinde olup lüzum olmadan konuşmazdı.
Ayakkabılarını tamir eder, elbisesini yamar, koyunları sağar, ailesine yardım ederdi. Hastaları ziyâret ederdi. Hatta hasta olan bazı kâfir ve münâfıkları da ziyâret etmiştir.
Cenazelere katılır, mü’minlerin kabirlerini ziyaret edip onlara selam verir ve istiğfar ederdi. 
(el-Hadâiku’l-Verdiyye)
Hicrî:   07   Rabiulevvel   1440  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder