قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ لِكُلِّ سَاعٍ غَايَةً
وَغَايَةُ ابْنِ آدَمَ الْمَوْتُ فَعَلَيْكُمْ بِذِكْرِ اللهِ فَإِنَّهُ
يُسَهِّلُكُمْ ويُرَغِّبُكُمْ فِي الْآخِرَةِ. (فيض)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر ," محقق
هر جالشانين ( جالشماسنين ) بر نهايتى واردر . إنسان ( حياتن ) ين نهايتى ده اؤلوم
در . او حالده سزه ذكراللهه صارلمانزى تاوصيه أده رم . جونكى او سزه ( دنيا
إشلرنزى ) قولايلاشترير و آخرت عمللرى يابمايه موافق قلار ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak her çalışanın (çalışmasının) bir nihâyeti vardır. İnsan (hayatın)ın nihâyeti de ölümdür. O halde size zikrullâha sarılmanızı tavsiye ederim. Çünkü o size (dünya işlerinizi) kolaylaştırır ve âhiret amelleri yapmaya muvaffak kılar.”
(Feyzu’l-Kadîr)
(Feyzu’l-Kadîr)
Hicrî: 22 Rabiulevvel 1440 Fazilet
Takvimi
DÜNYAYI TERKE DAİR NASÎHATLER
18. Asır Osmanlı âlimlerinden ve evliyâdan Hâdimî (rahmetullâhi aleyh) diyor ki:
Dünyayı sevmek her hatanın başı ve ondan uzaklaşmak her fazîletin esası olduğuna göre dünyaya kalben meyletmemelisin. Dünya meşgaleleri, seni Mevlâ’nın yolundan alıkoymasın.
Ben merhum pederimi kabre defnettikten sonra rüyamda gördüm, kendisinden nasîhat istedim, bana şöyle dedi:
“Benim şu hâlim sana kâfî nasîhattir. Bak dünyadan hiçbir şey yanımda getirebildim mi?
Eğer sen bütün ihtiyaçlarını dünya ehlinden istersen her şeye muhtaç olursun, sana yetecek şeyi kazanmaya muvaffak olamazsın, hiç bir zaman da rezaletten kurtulamazsın. Eğer dünyaya karşı gönlün zengin olursa bütün ihtiyaçlarını Rabbine arzeder, hiç kimseye muhtaç olmazsın. Belki herkes, hatta padişahlar bile sana muhtaç olur.”
Sonra bana şöyle dedi: “Haydi kalk, vaktini zâyi etme…”
İşte bu sözler, bütün nasîhatlerin özüdür. Eğer bunlarla amel edersen, başka nasîhate ihtiyaç duymazsın.
Asırlardır müşâhede oluna gelen tecrübelerin de gösterdiği üzere Cenâb-ı Hak, sâlih kullarına diğer kullarını hizmetkâr kılar. Hadîs-i Kudsî’de buyurulmuştur ki: “Ey dünya, bana (benim dînime) hizmet edene sen hizmetçi ol ve sana hizmet edeni de yor.”
Resûl-i Ekrem Efendimizin (s.a.v.) şu hadîs-i şerîfleri dünya hakkında bize kâfîdir: “Dünyan için orada kalacağın kadar çalış, âhiret için de orada kalacağın kadar çalış. Allah için, ona ihtiyacın kadar amel et, cehennem ateşi için de ona dayanabileceğin kadar günah işle.”
Dünyada kazandıklarından sadaka vererek, hayır yollarına harcayarak Mevlâ’nın hazînesine -âhirette faydasını göreceğin- mal gönder. Nitekim Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur -meâlen-: “Biz onların önceden yapıp gönderdiklerini ve bıraktıkları eserlerini yazarız…”(Yâsîn sûresi, âyet 12) İşte böyle gönderdiğin mal, hâlis olarak sırf sana ait olur. Allâhü Teâlâ’dan başkasına köle ve esîr olmaktan da kurtulmuş olursun.
(en-Nesâyih ve’l-Vesâya’l-Mübâreke, Hâdimî)
Hicrî: 22 Rabiulevvel 1440 Fazilet
Takvimi