قَالَ رَسُولُ اللهِ ﷺ : أَوَّلُ شَيْءٍ يُرْفَعُ مِنْ هَذِهِ الْأُمَّةِ اَلْأَمَانَةُ وَالْخُشُوعُ حَتَّى لَا تَكَادُ تَرَى خَاشِعًا. (مجمع)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بو أمتدن إلك قالديريله جق اولان شى ، أمانته رعايت و ( نمازده ) خشوع در . أؤيلكى ؛ نره ده إيسه خشوع صاحب بر كمسي كوره مز اولورسون . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: Bu ümmetten ilk kaldırılacak olan şey, emanete riâyet ve (namazda) huşûdur. Öyle ki; nerede ise huşû sahibi bir kimseyi göremez olursun.”
(Mecmau’z-Zevâid)
Hicrî: 07 Muharrem 1445 Fazilet Takvim
NAMAZDA KALP HUZURU
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular ki: “İhsân, Allâhü Teâlâ’ya, onu görüyormuş gibi ibadet etmendir. Her ne kadar sen onu göremesen de O, muhakkak seni görmektedir.”
Namaz kılan kimsenin, Hak Celle ve Alâ’nın huzurunda durduğundan gafil olmaması gerekir. Cenâb-ı Hak, onun her hâlinden haberdardır ve kalbinden geçenleri bilmektedir. Bu sebepten kişi, namazını edep, hayâ, huzur, inkisâr, tevâzu ve huşû ile edâ etmelidir. Kalbine dahi sahip olup bütün varlığıyla Cenâb-ı Hakk’a teveccüh etmeli, yönelmelidir.
Hadîs-i şerîfte: “Allâhü Teâlâ, sizin dış görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz. Velakin kalplerinize ve amellerinize bakar” buyurulmuştur. Namazda olsun, Kur’ân-ı Kerîm okurken olsun, zikirde olsun, Allâhü Teâlâ’nın asıl nazarı kalbedir. Zira kalp, âzâların sultanı ve insanın kuvvetlerinin emîridir. O hâlde lâyık olan, Cenâb-ı Hakk’a ibadeti, bütün uzuvların sultanı olan kalp ile de edâ etmektir. Bedeni namazda iken, kalbin başka yerde olması, kulluk âdâbına yakışmayan bir hâldir. Mümkün olduğunca kalbi derli toplu olarak namaz kılmaya gayret etmek lâzımdır. Kişi buna muvaffak olamazsa da muvaffak kılması için Cenâb-ı Hakk’a yalvarmalıdır. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) şöyle ilticâ ederlerdi: “Allâhım! Bu âzâya mâlik kıldığın kalbi ve onun emrine âmâde kıldığın âzâları ıslâh eyle.”
Yine, “Yâ Mukallibe’l-kulûb, sebbit kulûbenâ alâ-dînike ve tâatike (Ey kalpleri çeviren (Allâhım!), kalplerimizi, dinin ve tâatin üzere sabit kıl)” diye ilticâ ederlerdi.
BULAŞIK YIKAMA İÇİN TASARRUF TAVSİYELERİ
Bulaşıkları elinizde yıkarken; önce fırça veya peçete ile kirlerini siliniz. Leğene su ve az miktarda bulaşık sabunu koyup köpürtünüz ve bir sünger ile bulaşıkları yıkayınız. Sonra aynı leğene temiz su koyarak köpüklenmiş kaplarınızı çalkalayınız. Az akan musluk altında, elinizle köpüklerini gidererek kaplarınızı durulayınız. Makinede yıkarken de varsa önce kabasını, fırça veya peçete ile alınız ve ekonomik program ile yıkamayı tercih ediniz.
Hicrî: 07 Muharrem 1445 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder