14 Temmuz 2023 Cuma

ABDÜLKÂDİR-İ GEYLÂNÎ HAZRETLERİNİN SOHBETLERİNDEN


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ : مَنْ أَعَانَ مُجَاهِدًا فِي سَبِيلِ اللهِ أَوْ غَارِمًا فِي عُسْرَتِهِ أَوْ مُكَاتَبًا فِي رَقَبَتِهِ أَظَلَّهُ اللهُ فِي ظِلِّهِ يَوْمَ لَا ظِلَّ إِلَّا ظِلُّهُ. (حم)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :  كيم ، الله يولنده جهاد أده نه ويا صقنطى حالنده بولزنان بر بورجليه ويا هريتنى صطن آلما خصوصنده بر كوليه ياردم أدرسه ، الله تعالى او كشي باشقه هيجبر  كولكه نيك بولنماديغى كون ، ( عرش ، ينيك ) كولكسنده كولكلنديرير. "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Kim, Allah yolunda cihâd edene veya sıkıntı hâlinde bulunan bir borçluya veya hürriyetini satın alma husûsunda bir köleye yardım ederse, Allâhü Teâlâ o kişiyi, başka hiçbir gölgenin bulunmadığı gün, (Arş’ının) gölgesinde gölgelendirir.”

 (Müsned-i Ahmed)

Hicrî:  26  Zilhicce    1444  Fazilet Takvim

 

 

ABDÜLKÂDİR-İ GEYLÂNÎ HAZRETLERİNİN SOHBETLERİNDEN

 

Hz. Allâh, sana rızık genişliği ihsân ettiğinde ondan, ailene ve din kardeşlerine, hâllerine göre infâkta ve yardımda bulun, böylece onların muhabbetlerini kazanırsın. Nitekim Yûsuf (a.s.) Mısır’da mülke nâil olduğunda kardeşlerine “…ve bütün taallukâtınızla toplanıp bana gelin.” (Yûsuf S., âyet 93) demişti. Yani bütün âile ve evladınızla yanıma gelin, sizin infâk ve ihtiyaçlarınız benim üzerimedir, dedi.

Bir hadîs-i kudsîde şöyle buyuruldu: “Ey Âdemoğlu! Eğer bir kimseye zulmedersen, sen de başkaları tarafından zulüm görürsün ve yaptığına göre cezaya uğrarsın.” Bu zulmünle hem müminlerden, hem de onların velîsi ve sahibi olan Hazret-i Mevlâ’dan uzaklaşmış olursun. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), “Mümine eziyet etmek, haksız yere onun gönlünü kırmak, Allâh indinde Kâbe’yi ve Beytü’l-Ma’mûr’u on beş kere yıkmaktan daha büyük bir cürümdür.” buyurmuşlardır. Bu sebeple hiçbir canlıya zulmedilmemelidir.

Herkes bu âlemden göçecek. Sahip olduğu ve malım dediği ve övündüğü ne varsa başkalarının olacaktır. Gafletten uyanmalı, sâlihlerin yolunu takip etmeli, Allâh için yapılan samimi nasihatlere kulak vermelidir. Nasihatten istifade edememenin sebebi, kalp katılığıdır. Bundan kurtulmanın çaresi ise ölümü çokça hatırlamak, hiç unutmamak, kabirleri ziyaret edip ibret almak, devamlı Kur’ân-ı Kerîm ve zikrullâh ile meşgul olmaktır. Hadîs-i şerifte, “Muhakkak şu kalpler pas tutar, onun cilâsı ise Kur’ân-ı Kerîm okumak ve zikir meclislerinde bulunmaktır.” buyurulmuştur.

• Ey kendisine bela ve sıkıntılar isabet etmiş kişi! Hz. Allâh’ın rahmetini umarak sabır ile bekle, zira her sıkıntının bir kurtuluşu, her kederin bir ferahı vardır. Her zorluk için kolaylık da takdir olunmuştur. Öyleyse sen gerek dünya, gerek âhiret için arzu ettiğin nimet ve rahmeti ancak Allâh’tan bekle, başka şeye iltifat etme. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), “Bir kul, kabre indirildiğinde, ona en ziyâde rahmet eden Allâhü Teâlâ’dır.” Sen her hâlinde Allâh’a hakîkî kul olmaya, ona itaat ve ibadete gayret et.

Hicrî:   26 Zilhicce  1444  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder