HAZRET-İ ALİ (K.V.)’NİN ŞECÂATİ

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : وَعَلِيُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ أَلَبُّ أُمَّتِى وَأَشْجَعُهَا. (جمع الجوامع)

رسول الله  ( ﷺ ) ( حضرتى أنس ، يك آننسى أم سُليم رضى الله عنها ، يه ) بيوردولر  :  وعلى بن أبى طالب ، أمتمن أك عقلليسى وأك شجاعتليسيدر  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem (Hazret-i Enes’in annesi Ümmü Süleym radıyallâhü anhâ’ya) buyurdular:  “Ve Ali bin Ebû Tâlib, ümmetimin en akıllısı ve en şecâatlisidir.”

(Süyûtî, Cem’u’l-Cevâmi’)

Hicrî:   21   Cemaziyelahir   1443    Fazilet Takvim

 

HAZRET-İ ALİ (K.V.)’NİN ŞECÂATİ

 

Hicretin beşinci senesinde meydana gelen Hendek (Ahzâb) Gazâsı’nda Müslümanlar, Mekke müşriklerine karşı Medîne-i Münevvere’nin etrafına takrîben 5,5 km uzunluğunda, 4,5 metre genişliğinde ve 3,5 metre derinliğinde hendek kazmışlardı. Bu sebeple iki ordu birbiriyle çarpışmayıp ancak karşılıklı ok atışıyorlardı. Ancak bazı müşrikler atlarını zorlayıp hendeğin dar bir yerinden karşı tarafına atladılar. Bunlardan biri de Amr bin Abdivedd idi. Arkadaşlarından ayrılıp atını ileri sürdü, karşısına çıkacak bir yiğit istedi.

Amr, yalnız başına nice toplulukları vurup dağıtmış, silahşörlükte mâhir bir süvârî idi. Bütün Arap kabileleri, onu bir bölük askere denk tutarlardı. Kimse onun karşısına çıkmaya yanaşmadı.

Amr ise iyice şımardı ve “Er meydanına çıkacak kimse yok mu?” diye üst perdeden bağırdı.

Onun üzerine Hazret-i Ali, “Ben çıkarım, yâ Resûlallah!” diyerek yerinden kalkınca, Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.), kendi zırhını ona giydirdi, Zülfikâr adlı kılıcını beline kuşattı ve ona dua etti.

Hazret-i Ali (k.v.), piyâde olarak meydana çıktı, evvela Amr’ı hak dine davet etti. Amr, kahkaha ile gülerek, “Sen kimsin, hele söyle bakayım” diye sordu. O da “Ali bin Ebû Tâlib’im” diye cevab verdi. Amr, “Meydana çıkacak yaşlı başlı biri yok mu? Ben senin babanla arkadaştım. Şimdi senin kanını dökmek bana güç gelir.” dedi.

Hazret-i Ali (k.v.), “Evet ama bana, senin kanını dökmek hoş gelir. Fakat sen de atından inip benim gibi piyâde olmalısın.” dedi. Bu söz Amr’ın câhiliyyet hamiyetine dokundu. Çok öfkelendi. Hemen atından indi ve Hazret-i Ali’nin üzerine hücum etti. O da kalkanını karşı tuttu. Amr, öyle hiddet ve şiddet ile kılıç vurdu ki Hz. Ali’nin kalkanını ikiye ayırdı ve başını da biraz yaraladı. Hamle sırası Hazret-i Ali’ye gelince Zülfikâr ile bir vuruşta Amr’ı ikiye böldü.

Sonra müşrikler hendeğin her tarafından, o gün, gecenin geç saatlerine kadar Müslümanlara saldırdılar. En sonunda Allâhü Teâlâ, düşmanı bozguna uğrattı da dağıldılar.

Hicrî:   21   Cemaziyelahir   1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"