3 Ocak 2022 Pazartesi

MEKKE-İ MÜKERREME’NİN FETHİ

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّهُ لَمْ تُهْلَكْ أُمَّةٌ إِلَّا لَحِقَ نَبِيُّهَا بِمَكَّةَ فَيَعْبُدَ فِيهَا حَتَّى يَمُوتَ وَإِنَّ قَبْرَ هُودٍ بَيْنَ الْحِجْرِ وَزَمْزَمَ. (ك)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  :  هلاك اولونان هر أمتين بيغمبرى مكهء مكرميه كلمش ، وفات أدنجيه قدار اوراده عبادته دوام أتمشدر . ومحقق ، هود عليه السلام ، يك قبرى ده حجر ايله زَمْزَمْ ( قويوسى ) آراسندادر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:   Helâk olunan her ümmetin peygamberi Mekke-i Mükerreme’ye gelmiş, vefat edinceye kadar orada ibadete devam etmiştir. Ve muhakkak, Hûd aleyhisselâm’ın kabri de Hicr ile Zemzem (kuyusu) arasındadır.”

(Hâkim, el-Müstedrek)

Hicrî:   30   Cemaziyelevvel   1443    Fazilet Takvim

 

MEKKE-İ MÜKERREME’NİN FETHİ

 

Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, Mekke müşrikleri ile Hicret’in 6. yılında Hudeybiye’de bir anlaşma imzalamıştı. Fakat müşrikler, Hicret’in 8. senesinde bu anlaşmayı haksız bir şekilde bozmuşlardı.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.v.), kan dökmemek ve düşmanı hazırlıksız yakalamak için, gideceği yeri gizli tutarak, sefer hazırlıklarına başladı. Takrîben on iki bin kişilik bir ordu ile Ramazân-ı şerîfte, Medîne-i Münevvere’den hareket etti.

Resûl-i Ekrem (s.a.v.), sevk ettiği birliklere, “Kureyş tarafından taarruz olunmadıkça harp etmeyiniz!” diye emretmişti. İslâm ordusu, dört koldan, aynı anda, harp etmeksizin Mekke-i Mükerreme’ye girdi. Tekbir sadâları, dağları taşları titretiyordu. Yalnız Hâlid bin Velîd’in (r.a.) birliği, Handeme denilen yerde taarruza uğradığından savaşa mecbur olmuş ve bir hücumda düşmanı dağıtmıştı.

Cuma günü idi. Mekke halkı, Harem-i Şerîf’te (Kâbe-i Muazzama’nın etrafında) toplanmıştı. Vaktiyle Resûlullâh’a vermiş oldukları eziyetleri hatırlayıp bugün kendilerine ne yapılacağını düşünüyorlardı. Hâlbuki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hepsini affetti, “Haydi gidiniz, hepiniz hürsünüz!” buyurdu. Beytullâh’ın etrafındaki ve içindeki putları kırdırıp Kâbe-i Muazzama’yı temizletti. Bilâl-i Habeşî (r.a.), Kâbe-i Muazzama’nın üstüne çıkıp Ezân-ı Muhammedî’yi okudu.

Mekke-i Mükerreme’deki erkek ve kadınlar, akın akın gelip Resûl-i Ekrem’e bîat ettiler. İslâm ile müşerref oldular. O âna kadar Resûl-i Ekrem’e (s.a.v.) düşman olanlar, artık onu kendi canlarından daha çok seviyorlardı. Fetih, açmak demektir. Bu fetih, sadece düşmanın elindeki bir şehri almak olmayıp aynı zamanda kalplerin Allâh’ın dinine, iman ve İslâm’a açılması demek olur. Yirmi seneden beri Kureyş müşriklerinin mâni olmasından dolayı hakkın kabulüne kapalı duran kalpler, Mekke’nin fethinden sonra akın akın İslâm’a açılıvermiştir.

Resûl-i Zîşân Efendimiz (s.a.v.), fetihten sonra tekrar Medîne-i Münevvere’ye dönmüşlerdir.

Hicrî:   30   Cemaziyelevvel   1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder