14 Ocak 2022 Cuma

İSLÂM MÜSÂVÂT DİNİDİR


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَلْمُسْلِمُونَ إِخْوَةٌ لَا فَضْلَ لِأَحَدٍ عَلَى أَحَدٍ إِلَّا بِالتَّقْوَى. (طب)

رسول الله  ( ﷺ )  بيوردولر  :  مسلمانلر ، قردشترلر . بر كمسنين ديكر بر كمسيه أؤستنليكى آنجق تقوى إيله در . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:   Müslümanlar, kardeştirler. Bir kimsenin diğer bir kimseye üstünlüğü ancak takvâ iledir.”

(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)

Hicrî:   11   Cemaziyelahir   1443    Fazilet Takvim

 

İSLÂM MÜSÂVÂT DİNİDİR

 

Müslümanlıkta müsâvât (eşitlik), her şeyden evvel ibadetlerde tatbik edilmiştir. Hattâ bu mananın vicdanlarda yer etmesi, insan ruhuna yerleşmesi, yaşaması, büyümesi, esaslı ve sürekli bir hayat sürmesi için ibadetler farz kılınmıştır. Onun için insanın imanı, ancak bu farzlara riâyet etmekle sağlam olur ve imanı ancak bu sayede kemâle erer.

Yani müminler, Müslümanlığın ilk sözü olan şehâdet kelimesiyle birbirine müsâvî olan insanlardır. Kelime-i Şehâdet, bütün Müslümanların kalplerine ekilen tohumdur.

Namaz, onu takip eder ve herkesi sözde, harekette, maksat ve hedefte birleştirir. Hükümdarlardan yoksullara kadar herkesi Allâh’ın huzurunda birleştirir ve hepsine en hakîkî müsâvâtı yaşatır.

Sonra zekât gelir. Zekât, fakirlerin ihtiyaçlarını azaltmaya çalışarak onların muhabbetlerini kazanmayı, zengin fakir bütün insanların refah içerisinde yaşamasını temin eder.

Daha sonra oruç gelir. O da açlıkta tam denkliktir ve buna zenginlerin en zengini ile fakirlerin en yoksulu aynı derecede tâbidir.

Sonra hac gelir ve en büyük müsâvât burada tahakkuk eder. Hac, yolun sonu ve hikmetin zirvesidir.

 

ZARİF BİR İKAZ

 

Bir zât, Şâfiî fıkıh âlimi Ebû Hâmid-i İsferâyînî’den (rah.) okumak için emanet bir kitap almıştı. Ebû Hâmid (rah.), bir gün o zâtın, aldığı kitabın üzerine kuru üzüm koyduğunu gördü. O zât, bir müddet sonra gelerek bir kitap daha istedi.

Ebû Hâmid Hazretleri, ona, istediği kitabı, yanında bir tabak ile takdim etti. Kitap isteyen zât, “Bu nedir?” diye sordu.

Ebû Hâmid (rah.): “Bu, istediğin kitap; bu ise içine yiyeceğini koyacağın tabak.” dedi. Böylece, o zâtın, yaptığı hatayı anlamasına ve kitaba hürmet husûsunda daha dikkatli olmasına vesile oldu.

Hicrî:   11   Cemaziyelahir   1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder