18 Ocak 2022 Salı

YAKUB VE YÛSUF ALEYHİMESSELÂM -3


قَالَ اللهُ تَعَالَى: قَالَ لَا تَثْرِيبَ عَلَيْكُمُ الْيَوْمَ يَغْفِرُ اللهُ لَكُمْ وَهُوَ اَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ. (سورة يوسف، ٩۲)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا ) :  ( يوسف عليه السلام ، قصرلارنى إعتراف أدن قردشلرينه ) ده دكى : بوكون سزه بر سرزنش ( باشه قاقمه وعيبلامه ) يوقدر . الله تعالى ، سزين إيجن مغفرت بيورور . واو، مرحمت أدنلرين أك مرحمتليسىدر  . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu(meâlen):   (Yûsuf aleyhisselâm, kusurlarını itiraf eden kardeşlerine) dedi ki: Bugün size bir serzeniş (başa kakma ve ayıplama) yoktur. Allâhü Teâlâ, sizin için mağfiret buyurur. Ve o, merhamet edenlerin en merhametlisidir.”

(Yûsuf Sûresi, âyet 92)

Hicrî:   15   Cemaziyelahir   1443    Fazilet Takvim

 

YAKUB VE YÛSUF ALEYHİMESSELÂM -3

 

Yakub aleyhisselâm, Bünyâmin’in Mısır’da kalmasına çok üzüldü. Ağlamaktan gözleri görmez oldu. Oğullarına, “Kalbimde tutamadığım hüzün ve kederimi ancak Allâhü Teâlâ’ya arz ederim. Beni, kendi hâlime bırakınız. Gidiniz, Yûsuf ile Bünyâmin’i arayıp sorunuz ve Allâh’ın lütfundan ümit kesmeyiniz.” dedi. Dokuz kardeş, yine Mısır’a vardılar ve Yûsuf (a.s.)’ın huzuruna girdiler, Bünyâmin de yanındaydı. “Bize kardeşimizi bağışla. Yûsuf’un ayrılığından sonra Bünyâmin’in ayrılığı babamızı çok üzdü. Ağlamaktan gözleri görmez oldu.” deyip yalvardılar.

Yûsuf aleyhisselâm, “Siz cahillikle Yûsuf’a ne yaptığınızı biliyor musunuz?” dedi. Kardeşleri o vakit anladılar. “Sen Yûsuf musun?” deyip hayrette kaldılar.

Ben Yûsuf’um, bu da kardeşimdir. Cenâb-ı Hak, bize lütuf ve ihsân etti. Allah, sabreden kullarını mahrum bırakmaz.” dedi. Onlar da “Cenâb-ı Hak, seni bize üstün kılmış. Biz hata etmişiz.” diyerek özür dilediler, Allâh’a tevbe ve istiğfâr ettiler.

Bunun üzerine Hazret-i Yûsuf, onları teselli etti, “Bugün size serzeniş yoktur. Allâhü Teâlâ affeder. Şu gömleğimi götürünüz, babamın yüzüne sürünüz; gözleri evvelki gibi görür. Sonra bütün çoluk çocuğunuzu alıp buraya getiriniz.” dedi. Kafile Mısır’dan ayrıldığı sırada Yakub Aleyhisselâm, “Yûsuf’un kokusu geliyor. Âh, bana, ‘Yaşlılıktan ne söylediğini bilmiyor!’ demeyesiniz.” dedi. Sonra oğulları geldi. Yûsuf aleyhisselâm’ın gömleğini yüzüne sürdükleri gibi gözleri açılıverdi. Ondan sonra Yakub aleyhisselâm, bütün ailesiyle birlikte Mısır’a gitti. Yûsuf aleyhisselâm, onları şehrin dışında karşıladı, alıp sarayına götürdü. Hepsi şükür secdesinde bulundular. Babasını ve anasını, en yüksek makama oturttu. Hazret-i Yûsuf, o vakit babasına, “İşte, benim önceden gördüğüm rüyanın tabiri budur. Rabb’im bana lütuf ve ihsan etti de beni zindandan çıkardı ve sizi de çölden buraya getirdi, hepimizi birleştirdi. Rabb’imin hikmeti çok, lütuf ve keremine nihayet yok.” dedi. Cenâb-ı Hakk’a hamd ve şükür etti.

Yakub aleyhisselâm, bundan sonra bütün oğullarıyla beraber Mısır’da on yedi sene daha ömür sürdü. Hazret-i Yakub’un vefatında Yûsuf aleyhisselâm elli altı yaşındaydı. Ondan sonra yüz on yaşına kadar yaşadı.

Hicrî:   15   Cemaziyelahir   1443    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder