12 Mart 2021 Cuma

MÎRAÇ MUCİZESİ


 

عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ:... فَأُعْطِيَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ثَلَاثًا أُعْطِيَ الصَّلَوَاتِ الْخَمْسَ وَأُعْطِيَ خَوَاتِيمَ سُورَةِ الْبَقَرَةِ وَغُفِرَ لِمَنْ لَمْ يُشْرِكْ بِاللهِ مِنْ أُمَّتِهِ شَيْئًا الْمُقْحِمَاتُ. (م)

عبدالله بن مسعود ( رضى الله عنه ) ددكه : " ... ( معراج كجه سنده ) رسول اللهه ( صلى الله عليه وسلم ) أؤج شى ورلدى : بش وقت نماز ورلدى ، بقره سوره سنك صون إيكى آيتى ( آمن الرسول ... ) ورلدى و أمتمدن ، هجبر شىء اللهه شرك ( اورطاق ) قوشمايانلريك بيوك كوناحلرينيك باغشلاناجاغى ( مجده سى ورلدى  . "

Abdullah bin Mes’ûd (r.a.) dedi ki: “…(Mîraç Gecesi’nde) Resûlullâh’a (s.a.v.) üç şey verildi: Beş vakit namaz verildi, Bakara Sûresi’nin son iki âyeti (Âmenerrasûlü...) verildi ve ümmetinden, hiçbir şeyi Allâh’a şirk (ortak) koşmayanların büyük günahlarının bağışlanacağı (müjdesi) verildi.”

(Sahîh-i Müslim)

Hicrî:   26   Recep     1442    Fazilet Takvim

 

MÎRAÇ MUCİZESİ

 

İsrâ Sûresi’nin 1. âyet-i kerîmesi ile bildirilen mucize, Hicret’ten önce, Receb-i şerîfin 27. gecesi vâki olmuştur. Bir kimse, İsrâ’ya yani Peygamberimizin (s.a.v.) Mekke-i Mükerreme’den, (Kudüs’teki) Beytü’l-Makdis’e gecenin az bir vaktinde gittiğine inanmazsa kâfir olur. Sahîh hadîslerle meşhur olan, semâlara yükselişini inkâr etse o kimse bidat ehlinden olur.

Cebrâil (a.s.), Peygamberimizi (s.a.v.), Ümmühânî’nin (r. anhâ) evindeki odasından Kâbe-i Muazzama’ya götürdü, göğsünü yardı ve kalbini yıkayarak Burak’a bindirip Beytü’l-Makdis’e ulaştırdı. Peygamberimiz (s.a.v.), orada peygamberleri ve melekleri gördü. Onlara imamlık edip sahreden (Mescid-i Aksâ’daki büyük kayadan) Burak’a veya Cebrâil (a.s.)’ın kanadına binerek birinci kat semâda Âdem (a.s.)’ı, ikincide Yahyâ ve Îsâ (a.s.)’ı, üçüncüde Yûsuf (a.s.)’ı, dördüncüde İdrîs (a.s.)’ı, beşincide Hârûn (a.s.)’ı, altıncıda Mûsâ (a.s.)’ı, yedincide İbrâhim (a.s.)’ı gördü. Onlarla selamlaşıp konuştuktan sonra Sidretü’l-Müntehâ’ya vardı. Kendisine Beyt-i Ma’mûr ile Kevser ve Rahmet nehirleri gösterildi.

Oradan Refref’e bindi, huzûr-ı ilâhîye varınca (teşehhüdde okuduğumuz) “Ettehıyyâtü lillâhi vessalevâtü ve’t-tayyibât” ile Cenâb-ı Hakk’ı övdü. Allâhü Teâlâ tarafından kendisine ikrâmla “Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtühû” diye hitâb olundu. Ve bu selâmın şerefine Peygamberimiz (s.a.v.), ümmetini de dâhil edip “Esselâmü aleynâ ve alâ ıbâdillâhi’s-sâlihîn” dedi. Bir gece ve gündüzde elli vakit namaz emrolunmuşken tekrar tekrar yalvararak beş vakte hafifletildi. Geri dönerken bütün dereceleri ile cennetleri ve bütün derekeleri ile cehennemi gördüler.

Beytü’l-Makdis’e gelip Mekke-i Mükerreme’ye doğru yola çıkınca, Kureyş kervanını gördü. Sabah olunca yaşanan hâdiseleri insanlara haber verdi. Peygamberimize (s.a.v.) Beytü’l-Makdis’ten ve Kureyş kervanının hâlinden suâl ettiler. Sordukları şeylerden birer birer açıkça haber verince, Allâh’ın yardımına mazhar olanlar tasdik ettiler; imandan nasibi olmayanlar ise inkâr ettiler.

(Tefsîr-i Mevâkib, Fazilet Neşriyat)

Hicrî:   26   Receep     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder