19 Mart 2021 Cuma

MÜŞRİKLERİN İNADI


قَالَ اللهُ تَعَالَى: اَلَّذِينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْرِفُونَهُ كَمَا يَعْرِفُونَ اَبْنَٓاءَهُمْ وَاِنَّ فَرِيقًا مِنْهُمْ لَيَكْتُمُونَ الْحَقَّ وَهُمْ يَعْلَمُونَ. (سورة البقرة، ١٤٦ )

الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا )  :    "  او كنديلرينه كتاب ورديكيمز امتلرين عالملرى ، اونى ( او بيغمبرى ) اوغوللرينى طانر كبى طانرلر ، بويله إيكن إجلرندن بر قسمى ، حقى بله بله كزلرلر  . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen):: “...O kendilerine kitab verdiğimiz ümmetlerin âlimleri, onu (o Peygamberi) oğullarını tanır gibi tanırlar, böyle iken içlerinden bir kısmı, hakkı bile bile gizlerler.”

(Bakara Sûresi, âyet 146)

Hicrî:   06   Şaban     1442    Fazilet Takvim

 

MÜŞRİKLERİN İNADI

 

Abdullah bin Ömer’in (r. anhümâ) âzadlısı Nâfi‘ (r.a.) şöyle nakletti: “Peygamberimiz (s.a.v.) bir gün Mescid-i Harâm’da iken Kureyşli müşrikler, onun hakkında ne yapacaklarını konuşmak için bir araya toplandılar. İçlerinden Utbe bin Rebîa, ‘Bu işi bana bırakın, ben ona sizden daha yumuşak davranır ve onunla konuşurum.’ dedi. Kalkıp Peygamberimizin (s.a.v.) yanına oturdu ve dedi ki:

Ey kardeşimin oğlu! Sen, bizim en faziletlimiz ve en akıllımızsın. Ama senden önce hiç kimsenin kavminin içerisinde çıkarmadığı şeyleri sen kendi kavminin içerisinde çıkardın. Bu sözlerinle (davanla) mal istiyorsan, bütün kavmin toplanıp senin için mal biriktirelim, ta ki sen bizim içimizde malı en çok olan kimse ol. Eğer şeref/saygı istiyorsan seni en şereflimiz yapalım, ta ki kavminin içerisinde senden daha itibarlı kimse olmasın ve son sözü ancak sen söyle. Eğer bu hâlin sana musallat olan bir şeyden dolayı ise ve sen bundan kurtulamıyorsan bütün hazinelerimizi, seni bu şeyden kurtaracak tıbbî çare için harcayalım. Eğer başımıza hükümdar olmak istersen, seni başımıza hükümdar yapalım.’ Resûlullah (s.a.v.), ‘Sözünü bitirdin mi ey Ebû Velid!’ diye sordular. O da ‘Evet’ dedi.

Resûlullah (s.a.v.) ona ‘Hâ Mîm’ ile başlayan Fussilet Sûresi’ni secde âyetine kadar okudu. Sonra secde etti. Utbe, Peygamberimiz (s.a.v.) kırâatini bitirinceye kadar bekledi. Sonra ne diyeceğini bilemez bir hâlde kalktı ve gitti.

Diğer müşriklerin yanlarına varıp oturdu ve onlara şöyle dedi: ‘Ey Kureyş topluluğu! Onunla konuştum, ben sözümü bitirince o, benim kulaklarımın daha önce hiç duymadığı kelimelerle konuştu da ona ne diyeceğimi bilemedim. Ey Kureyş! Başka zaman dinlemeseniz de bugün beni dinleyin; onu, kendi hâline bırakın. Zaten bu hâli üzere çok kalmaz, onunla diğer Araplar da uğraşır. Eğer onların üzerine galip gelirse onun şerefi sizin şerefiniz, onun izzeti sizin izzetiniz ve onun sahip oldukları sizin sahip olduklarınız olur. Eğer onlar galip gelirse, sizin yapmak istediğinizi yapmış olurlar.’ Müşrikler ise Utbe bin Rebîa’nın bu sözlerine kulak asmayıp Peygamberimiz (s.a.v.) ile mücadele etmekte inat ettiler.”

Hicrî:   06   Şaban     1442    Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder