21 Mart 2021 Pazar

HAZRET-İ EBÛBEKİR VE HAZRET-İ ÖMER’İN KUR’ÂN-I KERÎM’İ OKUYUŞU


قَالَ النَّبِىُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :  اِنَّهُ مَنْ لَمْ يَسْأَلِ اللهَ يَغْضَبْ عَلَيْهِ. (ت)

بيغمبر أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  هر كيم ( إهتياج و إستكنى ) الله تعالى ، دان إستمزسه ( اونه دعا أتمزسه ) ، الله ، او قولونه غزاب أدر  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Her kim (ihtiyaç ve isteğini) Allâhü Teâlâ’dan istemezse (ona dua etmezse), Allah, o kuluna gazap eder.”

(Sünen-i Tirmizî)

Hicrî:   08   Şaban     1442    Fazilet Takvim

 

HAZRET-İ EBÛBEKİR VE HAZRET-İ ÖMER’İN KUR’ÂN-I KERÎM’İ OKUYUŞU

 

İmâm Begavî (rah.), Meâlimü’t-Tenzîl isimli tefsir kitabında, İsrâ Sûresi’nin 110. âyet-i kerîmesini tefsir ederken, İmâm Ebû Katâde (r.a.)'dan şunu nakletmiştir:

Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz, Hz. Ebûbekir’e (r.a.), “Senin yanından geçiyordum. Gördüm ki Kur’ân-ı Kerîm’i hafif sesle okuyordun.” buyurunca, Hz. Ebûbekir (r.a.): “Münâcât ettiğim zât sesimi işitir, diye düşündüm.” dedi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.), “Sesini biraz yükselt.” buyurdular.

Hz. Ömer’e hitaben de “Senin yanından geçiyordum. Gördüm ki Kur’ân-ı Kerîm’i yüksek sesle okuyordun.” buyurdu. Hz. Ömer (r.a.), “Uykuda olanları uyandırmak ve şeytanı uzaklaştırmak için böyle okuyordum.” dedi. Server-i Âlem (s.a.v.), ona da “Sesini biraz kıs.” Buyurdular

.

DUALARIMIZA NİYE İCÂBET EDİLMİYOR?

 

İbrahim bin Edhem Hazretlerine, “Hazret-i Allâh’a dua ettiğimizde bize icabet olunmamasının sebebi nedir?” diye sual edilince şöyle cevap verdi:

Sizler, Hazret-i Allâh’ın hak olduğunu, sözünün doğru olduğunu biliyorsunuz ama ona itaat etmiyorsunuz.

Yine biliyorsunuz ki Allâhü Teâlâ, sizlere Resûlü’nü gönderdi. Fakat ona tâbi olmuyorsunuz.

Kur’ân-ı Kerîm’i okuyorsunuz, ama onunla amel etmiyorsunuz. Biliyorsunuz ki cennet, itaatkâr kimseler için süslenmiş ve hazırlanmıştır. Ama onu istemiyorsunuz.

Yine malumunuzdur ki cehennem, âsiler için içerisinde türlü türlü azaplar olduğu hâlde hazırlanmıştır. Lâkin ondan kaçınmıyorsunuz.

Şeytanın sizin düşmanınız olduğunu bildiğiniz hâlde ona düşmanlık etmiyor, bilakis onunla dostluk kuruyor ve ona itaat ediyorsunuz.

Öleceğinizi bildiğiniz hâlde ölüm için hiçbir hazırlık yapmıyorsunuz. Ana babanızı ve çocuklarınızı toprağa verdiğiniz hâlde onlardan da ibret almıyorsunuz. Kendi ayıplarınızı görmeyip başkalarının ayıplarına bakıyorsunuz. Hâl böyle iken dualarınıza nasıl icâbet olunsun?”

Hicrî:   08   Şaban     1442    Fazilet Takvim

  

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder