قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَجَاهِدُوا فِي اللهِ حَقَّ جِهَادِهِ هُوَ اجْتَبٰيكُمْ وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِي الدِّينِ مِنْ حَرَجٍ... (سورة الحج، ٧۸ )
الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا ) : " الله يولنده حقى إيله جهاد أدين . او ، سزى سجدى و سزيك أؤزرينزه دينده هجبر كوجلك قلمادى . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen):: “...Allah yolunda hakkıyle cihâd edin. O, sizi seçti ve sizin üzerinize dinde hiçbir güçlük kılmadı...”
(Hac Sûresi, âyet 78)
Hicrî: 09 Şaban 1442 Fazilet Takvim
İBADETLERDE BİR ZORLUK YOKTUR
İmâm-ı Rabbânî (k.s.) Hazretleri şöyle buyurmaktadır:
“Bütün dinî mükellefiyetlerde ve hükümlerde son derece kolaylık ve rahatlığa imkân buyurması, Allâhü Teâlâ’nın (kullarına) lütfundandır. Mesela bir gün ve gecede on yedi rekât (farz) namazı emretmiştir ki; bunları kılmak, toplam bir saat bile sürmez. Bununla beraber namazlardaki kırâatte (okumada), kolayına gelen (âyet veya sûrey)i yeterli kılmıştır. Ayakta kılmaya bir mâni olduğu zaman oturarak kılmaya, oturmakta da bir özür olduğu zaman yatarak kılmaya cevaz vermiştir. Rükû ve secde yapamaz hâle gelindiği zaman ise îmâ ile kılmayı emir buyurmuştur. Suyu kullanmaktan âciz kalındığı zaman teyemmümü, abdestin yerine kabul buyurmuştur.
Malların zekâtlarında kırk hisseden -yalnızca- bir hisseyi fakir ve miskinler için tayin buyurmuştur. Yine zekâtın farz olmasını; malların nâmî (çoğalma vasfı) olmasıyla ve hayvanların sâime (yılın çoğunu otlakta geçiren hayvanlar) olmasıyla kayıtlamıştır. Ömürde bir defa haccı farz kılmış, bununla beraber, yiyecek ve bineğe güç yetirebilmeyi ve yolun emniyetli olmasını da (hac için) şart kılmıştır…
…Kim ki bu kadar kolaylık ve rahatlığa rağmen insafsızlığından dolayı dinî hükümlerin zor ve imkânsız olduğuna inanırsa, o kişi (manen) kalb hastalığına ve bâtınî (manevî) bir rahatsızlığa mübtelâ olmuştur. Sıhhatli kimseler için kolay olan nice işler vardır ki; zayıflara çok zor gelir.
Kalb hastalığı; semadan inen hükümlere kalbin kesin olarak inanamamasından ibarettir. Böyle kişilerin bu hükümleri tasdik etmeleri sûreten (görünüşte) bir tasdiktir, yoksa hakîkaten değildir. Hakîkaten tasdikin elde edildiğinin alameti; dinî hükümleri yerine getirirken bir kolaylık, hafiflik ve neşenin var olmasıdır. Bu olmadan, iş gerçekten çok zordur.”
(Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 1, m. 191)
Hicrî: 09 Şaban 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder