3 Mart 2021 Çarşamba

GUCDÜVÂNÎ HAZRETLERİNDEN NASİHATLER


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :  إِنَّ أَكْبَرَ الْإِثْمِ عِنْدَ اللهِ أَنْ يُضَيِّعَ الرَّجُلُ مَنْ يَقُوتُ. (طب)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  محقق الله تعالى عندنده ( جزاسى ) أك بيوك اولان كوناحلردان بريسى ده كشنين نافقسنى تأمين أتمكله مكلف اولديغى كشيلرى ( نافقادان محروم أدرك ) ضاي أتمسيدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak Allâhü Teâlâ indinde (cezası) en büyük olan günahlardan birisi de kişinin nafakasını temin etmekle mükellef olduğu kişileri (nafakadan mahrum ederek) zâyi etmesidir.”

(Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr)

Hicrî:   19   Recep     1442    Fazilet Takvim

 

GUCDÜVÂNÎ HAZRETLERİNDEN NASİHATLER

 

Silsile-i Sâdât’tan Hâce Abdülhâlık el-Gucdüvânî (k.s.) Hazretleri çok sevdiği oğlu Hâce Evliyâ-yı Kebîr (k.s.) Hazretlerine şöyle nasihat etmişlerdir:

“Oğlum, sana vasiyet ederim ki ilim ve edep öğren, selef-i sâlihînin (Ashâb-ı Kirâm ve onlardan sonra gelen din büyüklerinin)  yolunu öğrenip onlara uy. Takvâ sahibi ol.

Ehl-i Sünnet ve Cemâat’ten ayrılma ve beş vakit namazı cemaatle kıl.

Fıkıh, hadis ve tefsir ilmi öğren, cahillerden uzak ol.

Şöhrete sebep olacak hâllerde bulunma.

Bütün gayretini, dünyayı talep etmeye harcama.

Çok ağla, az gül ve gülerken de kahkahadan tamamen kaçın. Az konuş, az ye ve az uyu.

Elinden geldiği kadar halkın hizmetinde bulun. Bu hususta cân u gönülden gayret et.

Üstâzları, kendi canından azîz bil ve onların hâl ve hareketlerine itiraz edip onları inkâr etme.

Kalbin dâima mahzun, gözlerin yaşlı, amelin hâlis olsun. Duanı da içten ve yalvarıp yakararak yap.

Elbiselerin gösterişsiz, arkadaşın derviş, mayan ibadet, evin mescit, kalbin zikredici, lisânın tatlı dilli, yumuşak ve şükredici, yoldaşın zikir ve dostun fikir olsun.”

 

YEMEDİĞİNİ YEDİRME!

 

Silsile-i Sâdât’tan eş-Şeyh Muhammed Nûru’l-Bedvânî (k.s.) Hazretleri, kendisine yemek veya başka bir şey hediye edildiği zaman kalp gözüyle o şeye bakar, eğer o şeyde haram zulmeti görmezse, onu yer veya kullanır veyahut başkasına verirdi.

Bir defasında kendisine hediye edilen yemeği toprağa gömdü. Bu hâli gören basîretsiz bir kimse de “Ey Şeyh, ne yapıyorsun, toprağa gömeceğine başkasına ikram etseydin olmaz mıydı?” dedi.

Şeyh Hazretleri de ona, “Yiyeceği yemekte zehir gören bir Müslümana, onu, kendisi yemediği hâlde başkasına yedirmesi hiç münasip olur mu?” cevabını vermiştir.

Hicrî:   19   Receep     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder