قَالَ النَّبِىُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : ثَلَاثٌ مَنْ حَفِظَهُنَّ فَهُوَ وَلِيِّي حَقًّا وَمَنْ ضَيَّعَهُنَّ فَهُوَ عَدُوِّي حَقًّا: اَلصَّلَاةُ وَالصِّيَامُ وَالْجَنَابَةُ. (طس)
بيغمبر أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ، " أؤج شى واردركى كيم اونلارى حقى إيله يرينه كتريرسه او كمسه ، بنم حقيقى دوسطومدر . كيم ده اونلارى ضايع أدرسه او كمسه ده بنم حقيقى دشمانمدر ، ( بونلار ، فرض اولان ) نماز قلمق ، اوروج طوطمق و جنبلك ( دن غسل ) در . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Üç şey vardır ki kim onları hakkıyla yerine getirirse o kimse, benim hakîkî dostumdur. Kim de onları zâyi ederse o kimse de benim hakîkî düşmanımdır; (Bunlar; farz olan) namaz kılmak, oruç tutmak ve cünüplük(ten gusül)dür.”
(Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Evsat)
Hicrî: 11 Şaban 1442 Fazilet Takvim
İMÂM EBÛ YÛSUF’UN NASİHATLERİ
Abbâsî halifesi Harun Reşîd, zulme düşmemek için başkâdısı olan İmâm Ebû Yûsuf Hazretlerinden, dinî esasları beyan eden bir kitap yazmasını istemişti. O da Kitâbü’l-Harâc ismindeki eseri yazmıştır. Bu eserin baş tarafında halifeye bazı nasihatlerde bulunmuştur. Onlardan bazıları şöyledir:
Ey müminlerin emîri! Cenâb-ı Hakk’a binlerce hamdolsun. Allâhü Teâlâ, sana pek büyük bir iş yüklemiştir ki bunun sevabı, sevapların en büyüğü, günahı ve azâbı da azapların en şiddetlisidir. Bu ümmete seni emir kılmış, kullarının muhafazasını, işlerinin görülüp gözetilmesini sana ısmarlamıştır. Sen dahi gece gündüz Allâh’ın kullarını himâye edecek olan devlet binasını kuvvetlendirmeye gayretler etmektesin. Lâkin bir binanın temeli takvâ üzere kurulmazsa, Cenâb-ı Hak o binayı, yapanın ve yapana yardım edenlerin üzerlerine yıkar.
Şimdi sen de Allâhü Azîmüşşân’ın sana ihsân eylediği idarecilik nimetini zâyi edip de ıslah yolundan başkasına sapma, işlerini zulümle yürütmeye kalkma, iyi bil ki amelde kuvvet ve kudret ancak Cenâb-ı Hak’tandır.
Bugünün işini yarına bırakma. Zira ecel, emele yakındır. Ecel geldiğinde, insan amelinin kesildiğini bildiğine göre, amelini, ecelinin önüne geçirmekte gayretli ol.
Çoban nasıl sürüsünün hesabını efendisine veriyorsa, bu dünyada idareci olanlar da kıyamet günü, emri altındakilerin hesaplarını, Cenâb-ı Hakk’a vereceklerdir. Öyleyse sen de hakkı yerine getir, hak sözü dinle.
Günün bir saati bile olsa adâlet divanı kurup insanları dinle, hakkı hak sahibine ver. Kıyâmet günü idarecilerin hayırlısı, emri altındakiler kendi sebebiyle mesut olmuş kimselerdir.
Hak yoldan ayrılıp da Cenâb-ı Hakk’a isyan yoluna sapma ki emrin altındakiler de yoldan çıkmasınlar. Nefsinin hevâsına uyup da gazabına yenik düşme, Allah’tan kork.
Her ne vakit biri âhiret, diğeri dünya için olan iki işle karşılaşacak olursan, âhiret işini dünya işine tercih et. İnsanların sana yakın olanıyla uzak olanını adâlette bir tut. Hakk’ın emrini yerine getirmekte, hiç kimsenin kötülemesinden çekinme. Allah’tan korkman, kalbin ve amelinle olsun! Yalnız dilinle olmasın.
Hicrî: 11 Şaban 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder