17 Mart 2021 Çarşamba

AZ MALI OLAN SAHABÎNİN SADAKA VERMESİ


قَالَ النَّبِىُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :  إِنَّ الصَّدَقَةَ تَسُدُّ سَبْعِينَ بَابًا مِنَ السُّوءِ. (طب)

بيغمبر أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  محقق صدقه ، يتمش جشت كوتوليكى من أدر ( اوزاقلاشترير )  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Muhakkak sadaka, yetmiş çeşit kötülüğü men eder (uzaklaştırır).”

(Taberânî, el-Mu‘cemü’l-Kebîr)

Hicrî:   04   Şaban     1442    Fazilet Takvim

 

AZ MALI OLAN SAHABÎNİN SADAKA VERMESİ

 

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) “Sadakanın en faziletlisi, malı az, gönlü zengin olan kimsenin verdiği sadakadır…” buyurmuşlardır. Burada sadakanın faziletine tembih buyurulmuştur. Malı çok olan kimsenin sadaka vermesi, fakir kimseye nisbetle daha kolaydır. Fakir kimsenin sadaka vermesi ise büyük bir fedakârlıktır. Binâenaleyh sevabı da o nisbette fazladır.

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) bir gün, insanları sadaka vermeye teşvik etmişlerdi. Bunun üzerine Abdurrahman bin Avf (r.a.) dört bin dirhem getirmiş ve “Sekiz bin dirhemim vardı. Dört binini Rabbime ödünç verdim, dört binini de ailem için ayırdım.” demişti. Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Allâhü Teâlâ, verdiğini de yanında tuttuğunu da senin için mübarek kılsın” diye dua buyurdular. Hakikaten Abdurrahman (r. anh) o kadar berekete nâil oldu ki vefatında, yalnız dördüncü zevcesine, seksen bin dirhem verilmişti.

Âsım bin Adiy (r.a.) de yüz vesk (yani, yirmi ton) hurma sadaka vermişti. Ebû Ukayl-ı Ensârî (r.a.) de bir sâʻ (yaklaşık 3.5 kg) hurma getirmiş, “Bu gece, bir zâtın hurmalığını suladım. Karşılığında iki sâʻ hurma aldım. Yarısını aileme ayırdım, yarısını da Rabbime ödünç verdim.” demişti. Resûlullah (s.a.v.) kendisine, bu hurmaları sadaka olarak verilen diğer hurmaların üzerine dökmesini emretmişlerdi.

Münâfıklar ise “Abdurrahman ve Âsım, sadakalarını sırf riya ve gösteriş için getirdiler. Allâh’ın ve Resûlü’nün, Ebû Ukayl’in bir sâʻ hurmasına ihtiyaçları yoktur. Fakat o da kendisi için ‘Sadaka veriyor’ desinler diye getirdi.” şeklinde ileri geri laf etmişlerdi.

Bunun üzerine Tevbe Sûresi’nin 79. âyet-i kerîmesi nâzil oldu (meâlen): “Sadakalarda (farz olan zekâttan fazla olarak ve gönüllerinden koparak bağışlarda) bulunan müminlerle (bir türlü), güçlerinin yetebildiğinden başkasını bulamayan fakirlerle (başka türlü laf atarak ve kaş göz oynatarak) eğlenenler (yok mu?). Allah, onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için pek acıklı bir azap vardır.”

Hicrî:   04   Şaban     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder