23 Mart 2021 Salı

ONLAR RABLERİ İNDİNDE DİRİDİRLER


قَالَ النَّبِىُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :  مَنْ مَاتَ مُرَابِطًا فِي سَبِيلِ اللهِ أَمَّنَهُ اللهُ مِنْ فِتْنَةِ الْقَبْرِ. (هب)

بيغمبر أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  كيم الله يولنده ( دشمان قارشسنده ) نوبت بكلركن وفات أدرسه ، الله تعالى اونى ، قبر فتنه سندن ( سؤآلندن ) أمين قلار  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kim Allah yolunda (düşman karşısında) nöbet beklerken vefat ederse, Allâhü Teâlâ onu, kabir fitnesinden (suâlinden) emîn kılar.”

(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)

Hicrî:   10   Şaban     1442    Fazilet Takvim

 

ONLAR RABLERİ İNDİNDE DİRİDİRLER

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem Uhud şehitleri hakkında buyurdular ki:

Ashâbım! Din kardeşleriniz Uhud Harbi’nde şehit düşünce, Allâhü Teâlâ onların ruhlarını, yeşil kuşlar hâlinde yarattığı birtakım şekillere koydu. Şimdi onlar cennet ırmaklarına varıp su içerler. Cennet meyvelerinden yerler. Arş’ın gölgesinde asılı altın kandillere konup rahat ederler. O şehitlerin ruhları, böyle güzel yiyecek ve içecek âlemini bulup güzel bir istirahatgâha varınca:

Keşke din kardeşlerimiz, Allâhü Teâlâ’nın bize ihsân ettiği nimetleri bilseydiler. Kardeşlerimizin cihad ve gazâdan çekinmemeleri ve bu mukaddes vazifeyi başkalarına bırakmamaları için bizim, hayat ve saadetimize vâkıf olmalarını çok arzu ederdik.” dediler.

Bunun üzerine Allâhü Teâlâ: “Bu arzunuzu, kardeşlerinize sizin namınıza biz ulaştırırız.” buyurarak şu âyet-i kerîmeleri inzâl buyurdu (meâlen): “Allâhü Teâlâ yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar Rableri indinde yaşarlar. Allâh’ın lütf u inâyetinden, kendilerine verdiği (şehitlik mertebesi) ile hepsi de mesrûr olarak (cennet nimetleriyle) rızıklanırlar. Arkalarından, şehit olup, henüz onlara katılamayan mücahitler hakkında da: ‘Onlara hiç bir korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklar.’ diye müjde vermek isterler.” (Âl-i İmrân Sûresi, âyet 169-170)

 

Nükte: TEDBİRLİ ADAM

!

Hasbi Efendi, çok tedbirli bir adamdı. Hizmetçisine de tedbirli olmasını sık sık tembih ederdi: “Ben leb demeden, sen leblebi diyeceğimi anlayacaksın. Mesela, ‘Bu akşam müsafirim var.’ dediğim zaman, yemek ve kahve hazır olacak.” derdi. Hizmetçi de “Tamam efendim.” derdi.

Hasbi Efendi, bir gün hastalandı. Hizmetçisine seslenerek, “Hemen bir doktor çağır!” dedi.

Hizmetçisi, “Başüstüne!” deyip çıktı. Bir müddet sonra döndü ve: “Efendim, doktoru çağırdım. Ayrıca, her ihtimale karşı cenaze hazırlıklarını başlattım; kefeninizi biçmeye başladılar, mezarınızı da kazıyorlar.” dedi.

Hicrî:   10   Şaban     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder