16 Ocak 2021 Cumartesi

EHL-İ SÜNNET İTİKÂDINA UYMAYANIN PİŞMANLIĞI


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :  سَيَلِي أُمُورَكُمْ مِنْ بَعْدِي رِجَالٌ يُعَرِّفُونَكُمْ مَا تُنْكِرُونَ وَيُنَكِّرُونَكُمْ مَا تَعْرِفُونَ فَلَا طَاعَةَ لِمَنْ عَصَى اللهَ تَعَالَى. (حم)

رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر  ، "  بندن صكره يقنده إشلرينزيك إداره سينه بر تقم كشيلر كلركى اونلر ، سزيك منكر ( كتابه و سنته آيقرى ) كوردكلرينزى معروف ( كتابه و سنته اويغون ) كوستريرلر ، سزيك معروف كوردكلرينزى ده منكر كوستريرلر ( بلينزكى ) الله تعالى يه عصيان أدنه ( عصيان اولان أمرنده ) إطاعت أدلمز  . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Benden sonra yakında işlerinizin idaresine birtakım kişiler gelir ki onlar, sizin münker (kitaba ve sünnete aykırı) gördüklerinizi maruf (kitaba ve sünnete uygun) gösterirler, sizin maruf gördüklerinizi de münker gösterirler. (Biliniz ki) Allâhü Teâlâ’ya isyan edene (isyan olan emrinde) itaat edilmez.”

(Müsned-i Ahmed)

Hicrî:   03   Cemâziyelahir     1442    Fazilet Takvim

 

EHL-İ SÜNNET İTİKÂDINA UYMAYANIN PİŞMANLIĞI

 

İstanbul’da vâizlik yapan Sümbül Efendi’nin halifesi Şeyh Hasan Efendi (rah.) (v. 1617) anlatır:

Arabistan’a seyahat ederken Basra’da Hacı Ahmed denilen bir kimsenin evinde birkaç gün müsafir oldum. Bir ara Hacı Ahmed bir hatırasını anlattı:

“Şehrimizde Yahya adında ilim sahibi bir kimse vardı. Lâkin itikâdı bozuktu. Ehl-i Sünnet inancına uymuyordu. Ondan defalarca, Hz. Ebûbekr-i Sıddîk, Hz. Ömerü’l-Fâruk ve Hz. Osman bin Affân (r. anhüm) haklarında nice uygunsuz sözler duymuştuk. Bir gün bir paşaya, benim, onun arkasında namaz kılmadığım gibi, diğer Müslümanları da arkasında namaz kılmaktan caydırdığımı söylemiş.

Paşa, beni çağırtıp niçin ona uyup namaz kılmadığımı sordu. “Kişi göz göre göre kendini ateşe atar mı? Bir kimsenin kötü itikâdını bildikten sonra, ona uyup namaz kılmam.” dedim. Birkaç gün sonra, çarşıda Yahya Efendi’yi gördüm. “Gelin ey Müslümanlar!” diye bağırıyordu. Hemen, acele ile yanına vardık. Avucunun içi dişlerle dolu idi. Şöyle anlattı: “Bu gece rüyamda gördüm ki; kıyamet kopmuş ve ben, çok şiddetli bir susuzluk çekiyorum. Dolaşıp su ararken büyük bir havuz gördüm. Kenarında nuranî ve yaşlı bir zât duruyor, gelip geçenlere su dağıtıyordu. Yanına vardım ve kim olduğunu sordum. “Ebûbekr-i Sıddîk’ım” dedi. Ben, “Seni dünyada iken de sevmezdim, senin verdiğin suyu içmem!” dedim ve devam ederek havuzun diğer tarafına dolaştım.

Daha sonra Hz. Ömer ve Hz. Osman’ı da gördüm. Onlarla da aynı konuşmayı yaptım. En son Hz. Ali’yi gördüm ve hemen ayaklarına kapanıp yüzümü ve gözümü sürerek, ondan da su istedim. Bana, “Gelirken benim kardeşlerime rast gelmedin mi?” diye sordu. Ben de “Evet, rast geldim; lâkin ben onları sevmediğim için sularını da içmem. Ben, seni severim, senin suyundan içmek isterim!” dedim. Hazret-i Ali (r.a.) bana öyle bir tokat vurdu ki o acı ile uyandım. Bir de gördüm ki bütün dişlerim işte böyle dökülmüş.

Ey Müslümanlar! Şu ana kadar dalâlet yolundaydım. Hamd olsun ki Allâhü Teâlâ, beni şimdi hidayete erdirdi ve doğru yola girdim. Şu hâlimden ibret alın” dedi.

Hicrî:   03   Cemâziyelahir     1442    Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder