قَالَ عَلِيٌّ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ: اَلصَّبْرُ مِنَ الْإِيمَانِ بِمَنْزِلَةِ الرَّأْسِ مِنَ الْجَسَدِ وَإِذَا ذَهَبَ الصَّبْرُ ذَهَبَ الْإِيمَانُ. (هب)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ، " صبرين إيمانده كى يرى ، باشين جستده كى يرى كبى در . صبر كتديكى زمان ، إيمان ده كيدر . "
Hazret-i Ali radıyallâhü anh buyurdular ki: “Sabrın imandaki yeri, başın cesetteki yeri gibidir. Sabır gittiği zaman, iman da gider.” (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)Hicrî: 11 Cemâziyelahir 1442 Fazilet Takvim
HZ. ALİ’NİN YÜKSEK HİLİM VE SABRI
Bir gün Ashâb-ı Güzîn rıdvânullâhi teâlâ aleyhim ecmaîn, Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem Hazretlerine: “Yâ Resûlallah! Hazret-i Ali’yi bu kadar gözetip sevmenizin hikmeti nedir? Bize de haber veriniz ki biz de onu bilip, ona karşı evvelkinden daha çok muhabbet edelim.” dediler. Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem Hazretleri, “Gidin, Ali’yi çağırın da haberi ondan alın.” buyurdular.
Ashâb-ı Kirâm’dan biri Hazret-i Ali’yi davet etmeye gitti. Henüz onlar gelmeden Server-i Enbiyâ (s.a.v.), “Ey benim Ashâbım! Siz, bir kimseye iyilik etseniz de o kimse buna karşılık size kötülük etse ne yaparsınız?” diye sordu. Hepsi de “Yine iyilik ederiz.” dediler. “Eğer tekrar size kötülük etse ne yaparsınız?” buyurdular. Ashâb-ı Kirâm da aynı şekilde “Yine iyilik ederiz” diye cevap verdiler. Resûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem üçüncü defa olarak, “Tekrar size kötülük etse ne yapardınız?” diye sorduğunda başlarını önlerine eğip cevap vermediler.
Sonra Hazret-i Ali kerremallâhü vecheh geldi. Hazret-i Fahr-i Âlem sallallâhü aleyhi ve sellem, Hazret-i Ali’ye de arka arkaya yedi defa “Sen bir kimseye iyilik etsen, o da karşılığında sana kötülük etse ne yapardın?” diye sordu. Hazret-i Ali (k.v.), yedisinde de “İyilik ederdim.” cevabını verdikten sonra, “Ey Allâh’ın Resûlü! Kendisinden başka ilah olmayan Allah hakkı için söylüyorum ki; eğer benim iyilik ettiğim kişinin bin yıl ömrü olsa ve ben her gün iyilik ettikçe o kimse buna karşı kötülük etse, yine ben ona iyilik ederdim.” deyince bütün Ashâb-ı Güzîn:
“Yâ Resûlallah! Hazret-i Ali, sevip gözettiğiniz kadar varmış.” dediler ve hepsi de Hazret-i Ali’ye dua ettiler.
Şurası yanlış anlaşılmasın ki Ashâb-ı Güzîn Hazretlerinin, Peygamber Efendimiz’e, Hazret-i Ali ile alakalı böyle bir soru sormaları (hâşâ) onu kıskandıkları için değil, Hazret-i Ali’nin yüce mertebelerini ve derecelerini öğrenmek içindi.
Hicrî: 11 Cemâziyelahir 1442 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder