قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ أَبْخَلَ النَّاسِ مَنْ
بَخِلَ بِالسَّلَامِ، وَأَعْجَزَ النَّاسِ مَنْ عَجَزَ عَنِ الدُّعَاءِ. (هب)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ."
محقق إنسانلريك أك جمرسى سلام ورمكته جمرلك
أدندر . إنسانلريك أك عاجزى ده دعاء أتمكتن عاجز اولانى در ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak insanların en cimrisi selam vermekte cimrilik edendir. İnsanların en âcizi de duâ etmekten âciz olandır.”
(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Hicrî: 07 Cemaziyelahir 1439 Fazilet
Takvimi
HAZRET-İ ALİ’NİN NASİHATI
Hazret-i Ali (radıyallâhü anh) mel’un İbn-i Mülcem tarafından yaralandığı zaman oğlu Hazret-i Hasan huzûruna ağlayarak girmişti. Hazret-i Ali oğluna şöyle buyurdu: “Oğlum şu sekiz şeyi iyi ezberle:
En büyük zenginlik akıldır. En büyük fakirlik ahmaklıktır. En büyük vahşet kibirdir. En büyük asâlet de güzel ahlâktır.
Diğer dört şey de şunlardır:
Ahmak ile arkadaş olma! Çünkü o, sana faydalı olmak isterken zarar verir.
Yalancı ile arkadaş olma! Çünkü o, serap gibidir; yakın olanı sana uzak gösterir, uzak olanı yakın gösterir.
Cimri ile arkadaş olma! Çünkü o, çok muhtaç olduğun bir zamanda, malını korumak için seninle alâkasını keser.
Günahkâr kimse ile arkadaş olma. Çünkü o, seni çok kıymetsiz bir şeye, kendi menfaatine satar.” (el-Hadâiku’l-Verdiyye)
MESCİD-İ NEBEVÎ’NİN İLK KANDİLİ
Mescid-i Nebevî ilk zamanlarda geceleri hurma ağaçlarının yaprakları yakılarak aydınlatılmaktaydı. Temîm-i Dârî (radıyallâhü anh) Medîne-i Münevvere’ye geldiği zaman yanında kandil, ip ve yağ getirerek kandilleri Mescid-i Nebevî’nin duvarlarına asmış ve mescidi aydınlatmıştı. Resûlullah Efendimiz (sallâllâhü aleyhi ve sellem) “Bizim mescidimizi aydınlattığın gibi Allâhü Teâlâ da seni nurlandırsın. Vallâhi şâyet bir kızım olsaydı muhakkak onu sana nikâhlardım” diye duâ buyurmuş ve ona Serrâc (kandilci) ismini vermişlerdi.
Daha sonra Hazret-i Ömer (radıyallâhü anh) terâvih namazı için Übey bin Ka’b’ı (radıyallâhü anh) imam tâyin ederek insanları mescide topladığı zaman bu kandilleri çoğaltmıştır. Hazret-i Ali (kerremellâhü vecheh) bu hâli görünce hoşuna giderek “Bizim mescidimizi aydınlattığın gibi Allâhü Teâlâ da senin kabrini nurlandırsın ey İbn-i Hattâb” diye Hazret-i Ömer’e (radıyallâhü anh) duâ etmişlerdir.
(Mecâlis-i Hayriyye)
Hicrî: 07 Cemaziyelahir 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder