قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا أَكَلَ أَحَدُكُمْ
فَلْيَأْكُلْ بِيَمِينِهِ وَإِذَا شَرِبَ فَلْيَشْرَبْ بِيَمِينِهِ فَإِنَّ
الشَّيْطَانَ يَأْكُلُ بِشِمَالِهِ وَيَشْرَبُ بِشِمَالِهِ. (د)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر ."
سزدن برينز ييه جكى زمان صاغ أليله
يسيك ، إيججكى زمان صاغ أليله إجسيك . محققكى شيطان صول أليله ير و صول أليله إيجر
."
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Sizden biriniz yiyeceği zaman sağ eliyle yesin, içeceği zaman sağ eliyle içsin. Muhakkak ki şeytan sol eliyle yer ve sol eliyle içer.”
(Sünen-i Ebû Dâvûd)
Hicrî: 22 Cemaziyelevvel 1439 Fazilet
Takvimi
PEYGAMBERİMİZİN YEMEK ADABI
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), hazırdaki yemeklerden yer, külfete girilmesini istemezdi. Asla yemeği ayıplamaz, hoşuna giderse yer, gitmezse yemezdi. Deve, koyun, tavuk, balık, kuru ve yaş hurmadan yer, süt içerdi. Ekmeği hurmayla, sirkeyle, iç yağıyla yerdi. Yiyecek bir şey bulamadığı zaman, sabreder, karnına taş bağlardı.
Sofraya düşen parçayı alıp yer ve “Onu şeytana bırakma” ve “Kim böyle yaparsa günahları bağışlanır.” buyururlardı.
Yemeğe başlarken besmele çeker, sonunda da hamd ederdi. Yaslanarak yemezdi. “Kölenin yediği gibi yerim, kölenin oturduğu gibi de otururum.” buyururdu. Eti severdi, etin de but kısmını severdi. Nitekim kendisine zehirli eti veren Yahûdî kadın bunu bildiği için koyunun ön butlarına daha çok zehir koymuştu. Hurma, bal ve helvayı da severdi. Meyvelerden de en çok üzüm ve elmayı severdi.
Karpuzu ekmekle yerdi. En çok yiyip içtiği şey, hurma ve su idi. Hindiba ve semizotunu severdi.
Evinde kendi yiyeceğini ve ehl-i beytinin yemesini arzu ettiği yiyecekleri kalkıp kendisi alırdı. Tek başına yemek yemezdi. Balık ile sütü bir arada yemezdi. Süt ile ekşi bir şey yemezdi.
Suyu üç nefeste ve yudumlayarak içerdi. Bir defada, nefes almadan içmezdi. “Ciğer hastalığı suyu tek yudumda, hızlıca içmektendir.” buyurmuştur. İçtiği şeye nefesini üflemezdi. Suyu çoğu zaman oturarak içer, ancak bir zarûret olursa ayakta içerdi. Suyun serin olanını severdi.
(el-Hadâiku’l-Verdiyye)
Sofraya düşen parçayı alıp yer ve “Onu şeytana bırakma” ve “Kim böyle yaparsa günahları bağışlanır.” buyururlardı.
Yemeğe başlarken besmele çeker, sonunda da hamd ederdi. Yaslanarak yemezdi. “Kölenin yediği gibi yerim, kölenin oturduğu gibi de otururum.” buyururdu. Eti severdi, etin de but kısmını severdi. Nitekim kendisine zehirli eti veren Yahûdî kadın bunu bildiği için koyunun ön butlarına daha çok zehir koymuştu. Hurma, bal ve helvayı da severdi. Meyvelerden de en çok üzüm ve elmayı severdi.
Karpuzu ekmekle yerdi. En çok yiyip içtiği şey, hurma ve su idi. Hindiba ve semizotunu severdi.
Evinde kendi yiyeceğini ve ehl-i beytinin yemesini arzu ettiği yiyecekleri kalkıp kendisi alırdı. Tek başına yemek yemezdi. Balık ile sütü bir arada yemezdi. Süt ile ekşi bir şey yemezdi.
Suyu üç nefeste ve yudumlayarak içerdi. Bir defada, nefes almadan içmezdi. “Ciğer hastalığı suyu tek yudumda, hızlıca içmektendir.” buyurmuştur. İçtiği şeye nefesini üflemezdi. Suyu çoğu zaman oturarak içer, ancak bir zarûret olursa ayakta içerdi. Suyun serin olanını severdi.
(el-Hadâiku’l-Verdiyye)
ASHÂB-I BEDİR....Es‘ad bin Yezîd (radıyallâhü anh)
Es‘ad bin Yezîd (radıyallâhü anh) Hazretleri Ensâr’dan ve Hazrec kabîlesinin Zuraykoğullarındandır. Bazıları babasının isminin Zeyd olduğunu söylediler. Siyer âlimlerinden Musa bin Ukbe ve İbn-i Kelbî onu Ashâb-ı Bedir arasında saydılar. İbn-i İshâk merhûm ise ismini Sa‘d bin Yezîd olarak yazmıştır.
(Esmâ-i Ashâb-ı Bedir)
Hicrî: 22 Cemaziyelevvel 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder